Tabibe ne söylesem, hicranımı ayan etmesem!Yıllardır kapında bekliyorum Arzı edep ederek hal ikliminde eriyip tükeniyorum Kalbi fakirliğim sebebiyle kimseye derdimin derinliğini zikretmiyor inliyorum Derdin sahibine iltica ediyorum Kudretin asıl sahibiyle hallenip hicranı anıyorum Kalbimdeki solgunluğu, ruhuma avdet eden hüznü zemheriyle barışık yaşıyorum Sen nasıl çare bulacaksın Kalbin perdelerinden anlamadan ilaç mı yazacaksın Hicranımı nasıl harman ederek hasatın bereketiyle ruhuma öteleri anlatacaksın Ölüm korkulası bir sevda değil Dirliğin içinde raks eden birliğin güzelliği davet eder Toprak kabrin safhalarında hazzın sırrı ve sürurun icabeti aşksız kattiyen değil Sabrın yumağından kanaat işlenir Kalbin güzelliği idrak ile suhulete gebe düşlerin sevincidir Vuslat kimlerin derdiyken kıymet irade de tercihlerin prangalarına hapsolan erktir Ne olur sen aldırma serzenişime Divaneliğimin akseden perdelerindeki sağanak düşlerime Bir kulak ver tamburun hüzzam sesine ve kemanın tiz titizliğindeki gizemli tılsıma Düşen yapraklar ruhuma yansır Kalbimin hicran duvarları sancılarla vurgunlar yaşatır Mevziler o an için aşkı anlatır, kalbim hüzün içinde solgun nefeslerle hakkı anlatır Haklısın tabip zahirim sefil Bilmemki şu fani dünyada garip halime kim olacak kefil Düşkünler safındayım, ruhi arızalar canahındayım ve hadsiz serkeş bir hal içindeyim Ezanlar kime ne anlatıyor Aşkın saflığından dem vurarak uykularımı kaçırıyor Kalbim acizliğiyle çırpınıyor, dilim sukutun çığlıklarıyla idrakime bilsen neler anlatıyor Mustafa CİLASUN |