EFLATUN
Kalbin kanserine aşkın eflatun gülüşü dağılıyor
Zamanın meyhanesine yorgun kalpler yaslanıyor Kadife gülüşlerin derbeder yüzüme düşmüş Kalbim umut defterimde yanıyor Rüya çağlayanı beyhude sevinçlere akıyor Hayat firkatin körfezinden demir almış Makber çiçekleri kaderin masasında Deniz feneri gecenin tenhalığında çağlıyor Hayaller kalbin meyhanesine konaklamış Yârin gülüşleri gözyaşlarımda külleniyor Zamanın mabedinde beyhude dualar Muazzez yârin gözyaşları avuçlarımda Sürgün yağmurları yârin nar kokusuna yağıyor Kalbin yamaçları mevsimlik güneşleri kucaklıyor Ağlayan raylar firkatin trenine yaslanmış Yorgun gülüşler hayatın kanserine dökülüyor Narçiçekleri mevsimlerin kucağında oynaşıyor Vefakâr kederim kalbin yamacından açılmış Prangalı aşklar sürgün kalplere konaklamış Yalnızlığın tenhalığı sürgünlerde perdahlanıyor Zamanın rüzgârları gurbetin kahvesinde Yorgun yüzler dargın gülüşlerde yıkılıyor Günbatımı tekneleri sürgün dalgalara takılmış Mehtap sineması rüyanın sahilinde seyrediliyor Özlemin bakışları uçurtma rüzgârlarına kapılmış Dalgaların şarkısı denizin kanserinde çalınıyor Yorgun rüyalar şafak trenine demirlemiş Zamanın sinemasında sürgünlük filmi oynuyor |