(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÖKKEŞ / İzahsız zaman dilimleri 1 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖKKEŞ / İzahsız zaman dilimleri 1 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
her kelimesine tüm içtenliğimle katılıyorum LANET OLSUN YAPANLARA YAPTIRANLARA LANET OLSUN ASKERİME KEM GÖZLE BAKANLARA tebrikler usta ve duyarlı kalem
Yüreğinize sağlık,Satılmışların kurduğu planlar başlarını er geç yiyecek yazık olsun kandan medet uman alçaklara,lanetliyoruz.Şehitlerimizi saygı ile anıyorum.selamlar..
Bu Melânetin kökünün kazınması için gereken ne ise yapılmalıdır derim şiirdeki isyanın ve çığlığın da hakkı vardır derim ama savaş ise, zaten ahlâksızca savaşı onlar yapıyorlar, biz de hak ettikleri şekilde vermeliyiz cevabı derim.
Milletçe inanılmaz üzüntülüyüz. Mevla şehitlerimize rahmet, yakınlarına sabır versin. Şiir hem teknik hem de konuyu anlatış uslubu ile gerçekten inanılmaz güzeldi. Keşke kurgu olsa ama maalesef gerçek. Tebriklerim ve saygılarımla selamlar Sn. Sükut ve Çığlık.
Evet gereken bir savaş vermektir illa...Kardeşin kardeşe sıktığı bir ortam değil bu. Bir gurup kalleş itin anadolu evlatlarına ve analarına kurşun sıkması bu.Bunu yapanlara ve acizlikleriyle bunları yapanlara yol verenlere lanet olsun.
Bu tarz vatan, millet, şehitlik üzerine yazılan şiirlerde alıştığımız bir üslubun aksine , Şair sanıyorum ki hüzün ve acının verdiği bir dinginlikte olmasına mukabil , şiir biraz kabullenişliği ve garip bir yeis havasında gibi geldi .. Daha ziyade sorgulayan bir yanı var şiirin.
Gökyüzü her zaman mavi değildir elbet…
///
Güne düşen şiir damlasına tebriklerim can-ı gönülden...
Belki denecek çok şey var ama demiyorum, bildik şeyler nasılsa... Bende kalsın en iyisi. Şiir çok güzel ve etkili, yüreğinize gnlünüze sağlık... Kutluyorum günün şiirini ve günün şairini, selam ve muhabbetlerimle...
Bunlar ermeni tohumu, İnsanlıktan ne anlar... Şaşırmış hepsi yolunu, Akıyor bak bunca kanlar, Yok etmek gerek bunları, Bir kere sokar bir Arı... Yüreğinize sağlık...
Öldüren şeytanın yoldaşı bence Ölüme gönderen masum mu sence Onca bir zamandır aynı dönence Yaşanan kumpasın kokması Ökkeş
Rahmetli Sacit Onan'ın seslendirdiği , ''Seni de vururlar ey acı '' şiiri acının da canının ne fena acıyacağını, lal kesileceğini ne güzel anlatır..yaşanan bazı yıkıntıları 'acı' kelimesiyle ifade etmek ne kadar anlamsız ve yetersizdir...
Rabbimin Rahman,Rahim ve Gaffar isimleri olduğu gibi Kahhar ismi de var ..Elbet kin ve nefret tohumu ekenler,fitne ve fesatla bu millleti birbirine düşürmeye çalışanlar, insan suretine bürünen gulyabaniler,kan emiciler,lanetliler birgün gelecek bunların hesabını verecekler..bu dünyada olmazsa ötede verecekler...
Bunların ne izanı var ne insanlığı..bir annenin yüreğine düşen ateşin dünyayı yakıp kül edeceğini nereden bilecekler..neler söylemek istiyorum..ne beddular geliyor dilime,sıkıyorum kendimi..Rabbime havale ediyorum..Üstat Bediüzzaman Hz.lerinin dediği gibi diyorum : ' zalimler için yaşasın Cehennem '...
Rabbim mekanlarını Cennet eylesin şehitlerimizin ..bu acıyı ifade edecek kelime yok cihanda...
Sözlerime başta ifade ettiğim şiirle son veriyorum...
“Seni de Vururlar Bir Gün Ey Acı”
Seni de vururlar bir gün ey acı Uçuşup durduğun kanatlarından Sazın sözün türkülerin tükenir Ellerin koynunda kalakalırsın
Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı Gül açan yüzlerimizde Göğeriyor rengin senin de
Biz seni Tâ eskilerden tanırız Hani göğüslerimize taş olur inerdin Avuçlarımızda hira dağıydın Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin
Biliyorum Hiçbir tarih yazmayacak Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize Mitralyözlerin washingtondan ayarlandığını
Seni de yakarlar bir gün ey acı Bir taptuk kul gözlerinden vurursa Parmakların eğri ağaç tutamaz Çığlıkların çağlar aşar duymazsın
Ve ben biliyorum Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı
Ve İbrahimin baltasını Ben biliyorum
Nereden başladı bu kesik dans Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü İnsanlar kim?
Kim kimin yanında Kim kimin karşısında
Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim
Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor
Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar Neden gülüyorlar ki
Seni de vururlar bir gün ey acı Filistinde sapan taşlı çocuklar Dalın, kolun, fidelerin, budanır Kuru bir kütükle kalakalırsın
Öyle bakmayın balkonlarınızdan Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu, Damarlarımızı yırtıyor Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları Pompalıyor yüreğime
İnancın, emeğin ve aşkın Kılcal damarlarına ulanıp sustular… Ve ne Bağdattan Ne Şamdan Ne Mekkeden Ne Diyarıbekirden Ne istanbuldan Ne Buharadan Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi Duymuyor
Seni de vururlar bir gün ey acı Halepçede soldurulmuş gül gibi Bu sevdaya düşsen sen de yanarsın Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri
Ve siz Ey analar, Siz, gecelerinizi böler çocuklarınıza ninniler Söylerdiniz
Hani siz, fatihler doğururdunuz…
Gelin-kızların giysileri kirletildi Çocuklar hep yetim kalıyor
“Elem yecidke yetimen feava”
Ve ben biliyorum Ben biliyorum İstanbulun Bağdatın Diyarıbekirin Mekkenin Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü sonra Ey insan Ey insanlık Ayağa kalk
Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu Çocukları
Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin Ve bir gün Bu dünya Gül bahçesine dönecek Bunu böylece bilin ve Unutmayın
Lanetler ederim, binlerce lanet Kimlere yararsa böyle melanet Öyle bir acı ki bunca cinayet Evladır yılanın sokması Ökkeş SAYGILARIMLA..YÜREGİNE SAGLIK
LANET OLSUN YAPANLARA YAPTIRANLARA LANET OLSUN ASKERİME KEM GÖZLE BAKANLARA
tebrikler usta ve duyarlı kalem