UTANGAÇ BİR AKŞAM...
Utangaç bir akşamdı
Nefes alan Gökyüzünün yorgun kollarında Bâkir bir güzelliğe Şiirler söylerken yıldızlar Koptu göbek bağı Hayata gülen çocuğun Önce dilini ısırdı Sonra elini bir gölgenin Ve Bir şimşek çaktı Alaca karanlığın gözlerinde Göz Göz olmaktan çıktı Yağdı mermileri yalnızlığın Adresi olmayan hedeflere Kıyamet mi kopuyordu ne Zelzelesi vardı gökyüzünün Deli bir kızın Saf bakışıydı İlk yere düşen Bir kurşun yemiş gibi Sol böğrüne Dişti gardı umutların Yer kirlendi gözyaşlarından Aşk mı meşk mi dediniz Güldürmeyin adamı Kesildi raconu çoktan O çocuk güzelliklerin Rüzgâr Bildiğin rüzgâr değil Ey benim deli gönlüm Eğil Yol geçen hanı şu dünyanın Namus ve onurunu Sevinç ve gururunu Beş paralık edenler Hesap versin Utanmazlar Mahkemesinde Nâ-mahrem sevdaların Ucuz kahramanları Bekleyin Sizi de vuracak kalbinizden er, geç Hüzün avcıları Yer, gök Okuyacak rezil künyenizi Beklemeyin o gemiyi Döner diye limana İnsan ne menem şeydir ki Ters düşer kendine Ve zamana Gidin gözümün önünden Sahte ruhlu Sevgi katilleri Yetmedi mi Yaktığınız mumlar O Hızır Dedesine Yıllar yılı kar yağmakta İnsanlığın ebesine Kaçıncı faciasıdır bu Başımıza göçen gök-kubenin Yol uzun Dava çetin Yok mu hükmü sizde Nefs-i izzetin Çekilince el-ayak Susunca son nefes Ne el kalacak tutmaya Ne Duyulacak tek bir ses... OKTAY ZERRİN |
Tebrikler..
Selam ve saygimla.