BU GECE...Buralar bize göre değil be kalemim! Bir dargın bir bArıŞIĞIZ Sitemkârım doğru amma Sitemi kime edeyim? Yolunda kaldı g’özlerim Az sabretSEN kavuşacağız... Özledim doğru amma Müjdemi kime vereyim? Ağlasam, ceyhûna döner gibiyim Durmaz, akar gözyaşımız... Bîçareyim doğru amma Derdimi kime diyeyim? Sen yaz, döKÜL/mez mürekkebim Daha çok var bakir kağıdımız... Ölmedim doğru amma Cân’ımı kime bırakıp gideyim? Sen al şimdi esaretten bedenimi. Diz çöksün önünde k’âlemin. Birer birer kirlenmemiş k’âğıtlar yak, sitemleri bahane ederek. Meselâ beni yak dertlerimi tüketerek. Her şeyi yak bir tek O’nu yakma!… O’nu gözeterek her şeyi yak... Sana teslim ruhum bu gece; ilmek ilmek ayır göğüs kafesimden. Çalılara takılsın ruhum. Azrailleş biraz, biraz da katilLEŞ... Ağlamalarım jilet kesiğinde; söz, yürek d’ağlamayacağım bu gece... Göğüne baktım, ay ışığı bezenen göğüne; avizelere taş çıkaran yıldızlar sarkıyordu da bir tek kar akmıyordu başımdan… Konuğum değildi zemheri amma nedense ben üşüdüm! Saranım yok biliyor musun! Sen sar bu gece dört bir y’anımı... Sen sar y’aralarımı ve birleştir; doğumumla beni.. Ölüm(mü)e fener alayı... En önde ben… Bu gece doluyum, bu gece bir ölüyüm... Bu gece, dün gece... Sahi yarına çok var değil mi? 19.10.11/02:02 |