ÇOBAN ile REYHAN
Reyhan, yörük obanın eşi yok has kızıydın,
Sümbül, çiğdemden alâ benzerdin yaban güle. Reyhan, erişilmeyen süreyya yıldızıydın, Bilmem saçların yine; kara mı lüle lüle? .. Terk ettiğinden beri garibim bu mahâlde, Üç on yıl geçti mi ne sanki asır arası... Burdan haberin var mı oba, yayla ne halde? Billûr gibi pınarlar akar katran karası! .. Ey kokladığım Reyhan ey gönlümün maralı, Ben çoktan haram ettim gözlerime uykuyu. Neden habersiz gittin? Beni koydun yaralı, Sensiz yeşil vadiler cennet değil kör kuyu! .. Kendini bekletipte şafaklardan dönmeyen, Bilsin ki yıllar yılı benliğim kör-kötürüm! Yokluğunda yanıp da küllerim de sönmeyen, Közümden verin ona ey rüzgârlar götürün! .. Rüyalarda görürüm yok çevrende hiç ışık, Gittiğin uzak ilde olamadın mı kutlu? Iztırap içindesin sûretin pek karışık! Ah ben yanarım sana olamadıysan mutlu... Bir baksa aynalara ne çok şey der şakaklar, Göçmen kuşlar gidin de benim yerime sorun; Düşmüş mü benim gibi kara saçına aklar, Olmuş mu çocukları var mı bir-iki torun? .. Aç artık gözlerini hayâl perdesini del! Beni zihninden sil at behey deli divane! Ta otuz yıl evvelden yürü de bu güne gel, Reyhan, böyle söylemiş; kendime kurdum hane... En güzel duyguları gönlünde duya duya, De ki; nede güzeldi benim daldığım hülya. Uyan hey! Çoban uyan kanmadın mı uykuya? Uyudun ve uyandın say ki; gördüğün rüya... Recep Odacı |