SAKLI
Ateş düşdüğü yeri yakar
Düşdüğün yeri bi bilsen... Elim kolum bağlı Şemun’un pelikleriyle Gelipde bi halimi görsen... Ömür yarıya iki kala, Yaşananlar senden önce Sonrası ya sonrası Senden sonrası... Sende böyle olmakda güzel, Saklı ve Sabırlı... 12.10.2011 |
Cebrail Aleyhisselam Rasûlüllah Sâllâllâhü Aleyhi ve Sellemin katında, Şemun Gâzi adında bir benî İsrailliden bahsetti. Bu kişi kafirlerle bin ay savaşmış idi. Beraberinde ise devenin çene kemiğinden başka hiç bir silahı yoktu. Bununla kâfirlere bir vuruşta, sayıları hesaba gelemeyecek kadar kişi öldürürdü. Susuzluk hissederse, kemiğin dış tarafından su akar, ondan içer. Açlık hissedince üzerinde et biter, ondan yerdi. Bu hal her gün böyle devam etti ve ömründen bin ay; yani 83 yıl 4 ay geçti. Bütün kâfirler o kişinin elinden aciz kaldılar. Bunun üzerine küfür ehlinin ileri gelenleri bir araya geldiler ve Şemunun karısının yanına gittiler. Kadın da küfür ehli idi. Kadına, kocasını öldürdüğü vakitte bir çok mal vereceklerini vaad ettiler. Kadın, kocasını öldürmeye gücünün yetmeyeceğini söyledi. Onlar ise; kuvvetli bir ip vereceklerini, onunla uykudayken el ve ayaklarını bağlayıp öldürmesini söylediler. Kadın onlara aldandı ve kocası uykudayken, kendisine verilen iplerle kocasını sıkıca bağladı. Uykudan uyanan Şemun, kendisini kimin bağladığını sordu. Karısı ona, kuvvetini denemek için kendisinin bağladığını söyledi. Şemun elleriyle ipleri çekip kopardı.
Sonra kâfirler zincir getirdiler. Kadın kocasını zincirle bağladı, Şemun uyanıp yine zinciri kimin bağladığını sordu. Karısı, kuvvetimi denemek istedim dedi. Şem un, elleriyle zinciri çekip parçaladı. Bu arada hanımına: Ben Allah Celle Celâlûhu velîlerindenim. Beni dünya bağlarından hiç bir şey zabt edemez. Ancak saçlarım zapt eder dedi ve saçlarını gösterdi. Bunu duyan kadın; Şem un uykudayken saçlarını kesti. Başında her biri yerlere sarkan sekiz örgülü saç vardı. Bu örgülerin dördüyle ellerini, diğer dördüyle ayaklarını bağlayıp kâfirlere haber verdi. Kâfirler gelip Şem unu alıp mezbahaneye götürdüler. Orada bulunan bir direğe bağladılar. Sonra da dilini, kulaklarını, dudaklarını, el ve ayaklarını kestiler, gözlerini oydular. Küfür ehlinin bütün ileri gelenleri ve Şemunun karısı da orada bulunuyordu.
Bu arada Yüce Allah Celle Celâlûhu, Şem una ilham etti; bunlara ne gibi ceza vereyim?
Şemun: Hiç bir şey istemiyorum, eski gücümü ver de şu binayı kafalarına yıkayım dedi. Allah Celle Celâlûhu onun isteğini kabül edip, ona eski kuvvetini verdi. Şemun binanın direğini sallamakla, bina kafalarının üzerine yıkılıp hepsi helak oldu.
Allah Celle Celâlûhu tarafından Şemuna bütün azaları verildi. Ve Şemun tekrar savaş ve ibadetlerine başladı. İkinci bin ayda da gündüzleri oruç tutup, geceleri ibadetle geçirerek düşmana kılıç salladı.
Bunu duyan Ashabı Rasül büyük bir iştiyâk içinde ağladılar ve ey Allah Celle Celâlûhunun Rasûlü, bunun sevabını acaba biliyor musunuz?
Allah Celle Celâlûhunun Rasûlü Sâllâllâhü Aleyhi ve Sellem, hayır bilmiyorum buyurdular.
Tam bu sırada Cebrail Aleyhisselam Kadir Sûresini getirdi ve Ey Muhammed Sâllâllâhü Aleyhi ve Sellem,
Sana ve ümmetine Kadir Gecesini verdim. O gecede ibadet etmek, Şem unun yaptığı bin aylık ibadetten daha eftaldir