Sen miydin
Saklandığın kim acep, sen gizlide beklerken,
Haykıran düşüncenle, nasıl senden kaçarsın. Korkunu biriktirip, ard ardına eklerken, Kanayan yüreğinden, kıvılcımlar saçarsın. .......Dertlerin çokluğunda yüreğine sensin kul. ......Varlığın yokluğunda, hıncın bile sana çul Işığın mı akıyor, sığınınca bendine, Zindanı yarıp gelen kor meş’ale sen miydin. Boynun bükülmüş yine, çekilmişsin kendine, Zifiri karanlığı duldalayan en miydin. Elbet de adam sanır, saklandığın bu hayat, Korkup da gizlendiğin, bu gerçeğe seyahat. Kime dertlendin yine fokur fokur kaynarken, Akmadı damarından aleme gönül suyun Deva bulman mümkün mü, sen gözünle oynarken, Haslet seni hapsetmiş, değişmez senin huyun ……….Aşılmayan gün gelip, gönlün çiçek açacak ……….Çok değil az ötede, yüzün şefkat saçacak. Sen verirsen özünü, her pusuyu kurana Kaybolur son umudun, onur sende yiterken Kendini kaybedip de sokma eli arana, Gülmeli biraz yüzün, nefes tende biterken ……….Ölüme yolculanır, her an bir canlı varlık ……….Hayra karşı çıkanın, göreceği hep darlık. Nedir bu bolluk nedir, peşinden gittiğimiz, Fakirlikten süzülüp, para denen çukura Yaren düşman demeden, ardından ittiğimiz Birisine güleriz, sırtına vura vura., ……….Üstün başın süslüyken seni insan görürler, ……….İçin hinlik üssüyken, köz haline erirler… Zekeriya DUMAN |