Günlük 1-2-31. Günlük Hormonel ergen zamanların ve Gri, lacivert tonlarda bir hayatın Maviye çalan gömleğinin içinde Okulumun 401 numaralı elemanıydım Ki o yıllarda kaşı çıkılamaz bir zaaftı Modayı istikrarlı bir biçimde takip etmek Mevcudun tümü gibi bende Sivilceli hayaller kuruyordum Yeşil kaplı bir deftere aynı günde Aylık aylaklığımı yazıyordum bende Bu bize verilmiş bir görevdi ve Renkli ergenliğimizi anlatmalıydık Düzenli günlük tutmayanlar için Günün erken boşalma hallerini Hatırlamanın en uygun yeriydi Ve orgazmın doruklarındaydık İyi bir not ortalaması sağlamanın Kalan tek yoluydu bu bizim için ve Kurtuluşumuzun kutsal mücadelesi Bu ödevin yaprakları arasındaydı İçimde kıçımı kurtarma arzusu Kafamda defteri imha duygusu Yaşanmamış bir günlüğün peşinde Sonuçların açıklanmasını bekliyorum Derken açıklanıyor, herkes sevinçli Sırların saklanması gereğiyle Dikkatlice koruyor herkes defterini Ve ben aylığına kavuşamayan tek kişi 401 Numaralı suçlarımın kaygısı Defterime kavuşamamanın telaşı içinde Hocam benim günlüğüm nerede Diye sormuş bulundum ve oturdum Elimde ne suç aleti vardı nede ispatı Anlayamadığım bir kaygının, korkunun Eşiğinden inemez haldeydim ve Tüm gücümle tekrar sordum, hocam Unutmuşum sonra getiririm dedi Bense kutsal emanetime yapılan Büyük bir ihanetin tam ortasında Eli, kolu bağlı çaresiz beklemekteyim Tedirginliğimi anlamış olacak ki geldi Meraklanma onu getireceğim ama sonra Şimdi acele etme, güzel yazmışsın Onu sevdim tekrar, tekrar okumak isterim Kaygılarım daha da artmış, susuyorum İçimde belli etmeme telaşı, şaşıyorum Bir yanım mutlu, gururum okşanıyor Diğer yanım tehlike çanları çalıyor Yapılacak başka bir şey olmayışı Beklide merak, bilmek zor ama Böyle zamanlarda kaçmak erkekliğin Diğer yarısı deyip sıvışıyorum oradan İçimde başarmanın ve yüz almanın saadeti Kıçımdaysa ifşa olmanın esareti var Kırk tilki kovalayıp değdirmeden kuyruklarını Evimin yolunu tutuyorum teslimiyetle Bir kurtuluş ümidiyle yazdığım Teslimiyetimin yüzlük belgesi oluyor Ve bir kadının ellerinde kendimi Yüzde elli erkekliğimle bırakıyorum 2. Günlük Yeşil kaplıya kavuşma arzumla Devrolan gündeyim, mektepteyim Ders aralarında bırakılan boşluklar Ki oksijensiz teneffüs saatleri bunlar Kaygılarımı kurtaracak boşluktayım Hoş, bugün o boşluklardan ibaret Anlatılanların hiçbirini dinlemedim Aklım yeşil kaplı akıbetimde çünkü İşte yürüyor, koridorda, göz gözeyiz Merdivenleri dönmek an meselesi Kahrolası kapıyla merdiven arası Bir bakıştan da kısa bir mesafe Yinede gözlerim gereğini söyledi Kafasının içindeki neydi bilmiyorum Bir gizem var, hissediyorum Ama yinede ilerleyemiyorum Öylece süzülüp indi merdivenleri Gözleri sanki bekle diyordu yine Aynı şeyleri düşünüyoruz gibi baktı Oyuna birlikte karar vermiştik Tek sorun ebe oluşumdu benim Bir sonraki aralığı beklemekteydim Sabredilecek 45 dakikam vardı ve Belirsiz, çekilmez bir ders saati daha Suçluydum ve kendimi ele vermiştim Bunu yalnız ikimiz biliyorduk belki Ya da öyle düşünmekten alamadım Suça ortak olmak mı asıl derdi, anlamadım Hoşuma gitmeye başladı bir yandan da İç çekici bir gizemin ortasındaydım Derken birçok aranın hakkından geldik O kaçtı ben kovaladım, hiç yol alamadım Zamanını bekliyordu oda ve sabırsızdı Aslında bir farkı yoktu durumumuzun Beklemekte aynıydı, bekletmekte Geri sayımın papatyasıydım, bekledim Ne yapmak istediğini biliyordu Seçilmiş 401 numaralı elemandım Emin olmak mı istiyordu acaba Okuduklarına kapılmış, inanmışmıydı Zil çaldı, günün son zili git diye bağırdı Artık yapılacak hiç bir şey kalmadı Bir gün daha bitti ve bende bittim Yorgun, sıkkın ve şaşkındım, toplandım Çoktan az, azdan çok saatler geçirdim Beklide vazgeçmeliydim yeşil kaplıdan Hafızamdan çekilmiş bir kopyaydı günlük Ben o günü hiç yaşamadım, demeliydim Koridordaydım, neredeyse herkes gitmiş Aynı kahrolası kapının dönümündeyim İşte yine karşımda süzülmek üzere Bir kızgın bakış eşliğinde yürüdüm Kimseye görünmeden yanıma geldi Tedirgindi, çıkıyor musun diye sordu O zaman anladım, beni bekliyordu Sıra bana gelmişti ve bozmadan istifimi Birazda umursamaz, evime gidiyorum Odanın kapısı açıktı, büyük bir masa Üzerinde de küçük bir koli görünüyor Beklide büyük bir tuzak, kolide saklı Taşıyamadım bana yardım edermisin Umursamayışıma iştahla devam ettim Beni bekletmesinin kızgınlığı var içimde Gitmeliydim ama yinede evet dedim Aslında çok ağır değil dediğinde bile Sadece niyetinin beni yormak olmadığını Kendisinin de taşıyabileceğini anlatıyordu Bense oyunun sonunu görmek istiyordum 3. Günlük Bu kez merdivenlerden birlikte süzüldük Her zamankinden farklıydı, ikimiz içinde Bir öğretmen nezaretinde yürüyordum ve Hiçbir disiplin suçu işlememiştim Kitap taşıyordum, kalın, sıkıcı kitaplar Yürüyüşümde bana eşlik ediyorlardı Yada, yeşil kaplı kurtuluşumun nedeniydiler Bunu anlamak zor olmadı, yol kısaydı Konuşmak için bir neden bulmak istiyordu Ama önce aradaki resmiyetten kurtulmalıydık Ara, ara yolla ilgili saçma sapan sorular soruyor Beni cevap vermek zorunda bırakıyordu Asıl mevzunun adresi, bu yolculuk değildi Bunu anlamak hiç de zor değil, tedirgindi Önce kendisini güvende hissedeceği yere Kendi mabedine gitmek istiyordu Yolda gereksiz bir sürü konu konuştuk Niyeti beni az zamanda, çok tanıyabilmekti Anlamak için bir çaba göstermiyordum artık Sonucu görmek için heyecanlanıyordum Zurnanın zırt dediği yerdeydik, kapının önünde Suskunluğun başladığı yer nedenini açıkladı Elini çantasına attı, anahtar sesleri geliyor İyice karıştırdı çantayı, nefesi, kalbi hepsi orada Anahtar sesleri, kapı gıcırtısı, ikimizin nefesi ve İçeriden hafif bir nem kokusu geliyor, havasız Sigara kokusu keskin, belliki biraz pasaklı Ayakkabılarını içeride çıkardı, bana bakıyor Kapı önünde dikildim, koliyi almasını bekliyorum İçeriye bakmamaya çalıştım ama baktım Bana bakıyormuş gibi ama dışarı bakıyor Bir gören odlumu diye düşünüyor olmalı Belliki bir yasağı çiğniyoruz, koli elimde Koridoru işaret etti, iyice içeri doğru parmağı Elimden almak istemediğini, beni içeri çektiğini Bunu girmem için yaptığını anladım Koliyi ona doğru uzattım, alması gerekirdi İçeri girmek istemediğimin bir ifadesiydi bu Şuraya bırakabilirsin dedi, koridor dardı Yerler eskimiş marleydi, salon kapısı açıktı Kafamı içeri doğru uzattım, girmeyeyim Rahat davranmaya çalışıyordu, gir lütfen Hızlı bir hamleyle bırakıp çıkmaya çalıştım Bırakmamla kapının kapanması bir oldu Çok teşekkür ederim, seni yordum diyordu Önemli değil, bunu oda biliyordu, ama söyledi Kapının önünde bir engel gibi duruyor Rica ederim, görüşürüz diyerek yöneldim Kapıya gitmek ona gitmekti, bekledim Gitmemi hiç istemiyordu, biliyorum ama Yapılacak başka bir şey kalmamıştı Yeşil kaplıyı dedi, istiyor musun, unutmuştum Oysa beni oraya çeken şeydi yeşil kaplı Şaşkın, salak saçma bir adamdım Bir yetişkin ustalığı bekliyordu benden Bense bir salaklık abidesiydim, öylece baktım Derken kurtarıcı hamleyi yaptı, kahve dedi Yok, gideyim benle sıcak bir kahve arası Çekişmenin ardından kendimi salonda buldum Bir sandalyeye oturmuş kahvemi bekliyordum Eski bir çekyat açık duruyordu, belliki kapanmıyor Küçük bir sehpa, bir iki sandalye ve teyp vardı Camın tam karşısında koca bir masa duruyor Üzerinde baştan çıkartıcı mezeler ve rakı Karafakiye su koymuş, rakı şişesinde istirahatte Misafirleri gelecek belliki, bir sürü hazırlık yapmış Bir şişede roza pembe şarap, hiç içmemiştim Radyoda Müzeyyen fikrimin ince gülünü söylüyor Ruhuma hitabeden bu masa yaşımı aşıyordu Biran önce gidip rahatsızlık yermemek istedim Kahveyi kabul etme pişmanlığı içerisindeydim Perdeler kapalıydı, kirliydi ve içerisi loştu Kitaplarını taşıdığım kadın öğretmenim bana Kahve yaparak teşekkürlerini sunuyordu Sade ve sert severim kahveyi, biliyor gibiydi Ardı ardına kaç kahve getirdi hatırlayamıyorum Artık gidip kurtulmak istiyordum üzerimdeki yükten Misafirleri her an gelebilirdi, karşılaşmak istemiyordum Yeşil kaplıdan, benden, hakkımda duyduklarından İlk öğretmenlik deneyimi oluşundan konuşuyorduk Sınıfta göründüğünden farklıydı, daha zarifti Benimle hayranlık duyar gibi konuşuyordu Ben heyecanla yeni şairlerden söz ediyordum Bir edebiyatçı olarak fikirleri benim için önemliydi Ara sıra durup gitmem gerektiğini söyledim Bu dileğimi fazlaca dile getirmiş olmalıyım ki Bir ara yüzüme baktı, salaklığımı anlamıştı Aptal dedi, kimse gelmeyecek, sen geldin Günlerdir düşündüren, korkutan anın ortası Tüm taşlar yerini buldu, kurtuluş yoktu Onca hazırlık, onca bekleyiş hepsi benim için Kendimi hiç bukadar önemli hissetmemiştim Sohbetin en edebi yerinden ellerimden tuttu Beni kışkırtan, susatan rakının önündeydim Artık geri dönüşü olmayan bir muhabbetin Öğretmen, öğrenci sohbetinin çok ötesindeydim Rakı bitince üzülmedim, pembeyi ilk kez denedim Oysa rakıyla şarap arası bir yerde sarhoştu yada Sadece hoştu, banyoya götürüp yüzünü yıkadım Ben ayılsın istiyordum, o gücünü topluyordu Benden biraz önde yürüyordu, öylece durdu Gülümseyerek baktı gözlerimin içine Yüzüme dokundu, elleri şefkatli değildi Nefesi burnumun ucundaydı, sarıldı Öyle sıkı sarıldıki bana o an anlayamadım Başka hiç kimsesi yokmuş gibi sıkıyordu beni Yada yıllar sonra kavuşmuşta hani Bir daha kaybetmek istemiyormuş gibi Geri dönüşü yoktu biliyorum, artık yoktu İkimizde eskisi gibi olamazdık artık Elmadan birer ısırık aldık, yasaklandık Elmada elma değildi tüm vitamini biz aldık |