Deyz'oğlu (Teyze oğlu) -1-Eskiler getti de, gelmeli oldu, Gel de gör köyünde, köylük mü, galdı? O değerler birer, birer hep öldü, İstersen kandil yak, ara Deyzoğlu… Deme ki köyünü, boşa kararsın, Neyi yitirdin de, sen ne arasın? “Esk’ekin”den havadis mi sorarsın? Havadisler kara, kara Deyzoğlu… Gecekondu “Ağdaşlara” ulaştı, “Yılgınlıya” çiftlikçiler doluştu, “Uluyol’da”, villacıklar, oluştu, Dutuyo başımı, sara Deyzoğlu “Bacakgeren’lerde”, gözüm sağridi, Sakızlık burnu’nda, dizim fağridi, “Kuyu pınar’ının,” suyu kurudu, Yanıyo yüreğim, çıra, Deyzoğlu… Davulu, zurnayı, susturdu eller, Haleyi sin-sini, götürdü yeller, “Mastikaynan” kıvırıyo, göbeller (! ! !) Atılmıyo gayrı, nara Deyzoğlu… Bilirsin ki mazi, geri gelmiyo, Eski güzellikler, öyle galmıyo, Doğrusu ya, benim aklım, ermiyo, Belki senin aklın, ere Deyzoğlu… Mezarında mal gudüyok, ölenin, Kalan sağlar arayanın, bulanın, Künyesi okunmaz, ”Karayılan”ın, Tevellütün kimler, sora Deyzoğlu… Deyzeni sorarsan, ağsıyo kıçı, Çebişin postuna, benzedi saçı, Başına belâdır, ikicik koçu, Olamadık getti çare, Deyzoğlu… “Küpkıran’ın Kamil”, kefeni yırttı, Ezrâyil babamın, böğrünü dürttü, “Gıdo’nun” ömrü, arttı da arttı, Bilmiyom kimdedir, sıra, Deyzoğlu… “Çil Kamil Emmi’m” tekliyo birez. “Şahander Nene’me”, soluğu garez. “Fevzük Aba’ma da” musallat maraz, Çıkar mezerlikte, Tur a Deyzoğlu… Hafızı sorarsan, Hafız hep aynı, “Kanberler” oldular, oğlunun kaynı, Gine muziplikte, hep aklı, beyni, Vermiyo bi’ zerre, fire Deyzoğlu… “Mahir’inen Arap”, getti bilirsin, “Aniş’in Me’med’i,” belki bulursun, Gelsen kimlerinen, masa kurursın, Kim kaldı o ceme gire, Deyzoğlu? … Dilim dönmez her bi’şeyi, sayası, Hepsini an’adamam, doyası, “Deli Gazi”, gine, köyün, kâyası Başka da rakip yok, zira, Deyzoğlu… Beni sorar isen, ben aynı benim, Yarın ölsem, halâ yoktur, kefenim, Kader değil amma, kader diyelim, Adam olamadık, bre Deyzoğlu… Bilmem ortak mısın, benim acıma? Biz bizlikten çıktık gider, gücüme Dedi kodu, bacıma da, bacıma(!) … Sıraladık sıra, sıra, Deyzoğlu… KURTOĞLU’m kesildi, kolumun feri, Gözümden getmiyo, eskinin yeri Eyice başını, ağrıttık heri, Sohbetimiz burada, dura Deyzoğlu… (Merhum Teyze oğlum, Orhan Fikri SAĞLAM’a) (Söyleyiş biçimi yerel Çorum aksanıdır) Aşık Rifat KURTOĞLU ... ÇORUM |
Haleyi sin-sini, götürdü yeller,
“Mastikaynan” kıvırıyo, göbeller (! ! !)
Atılmıyo gayrı, nara Deyzoğlu…
Çok önceleri başında GENÇ yazan ekoller vardı. Sonraları SevGenç'ler türedi.
Düğünlerde nara atmak yiğitlik, mertlik nişanesiydi. Bu Sevgençlerden sonra kıvırmalar çoğaldı.
Davul, zurna olmazsa olmazımızdı. Şimdilerde onlarında sesi duyulmayacak gibi.
Yüreğine sağlık... Takdir ve tebriklerimle selam ve saygılar....