GAYRİ FİRARİ
GAYRİ FİRARİ
Toprağın terini ve güneşin ihlalsizliğini unutturdular bize; Arsız bir serçeye güldüğümüzü, ekmeğini çalarken bir diğerinin ağzından. Bir dosta ağladığımızı, Avazımızdaki itirazın aciz olmadığını Ve tüm itirazları Unut turdular bize - Uykularımızda bile kentlere sınırlar çekiyoruz şimdi! Zulasında karanfil kokulu adreslerimizi saklayan O, güvercin yalancısı yaşlı ve tanık meydanları, Korkuyla karartıyoruz? Düşlerimizi çelen mitler, mitoslar, gayrı firari - Bir “ihtimalken” bile hep yolu gözlenen, Rüzgarın sesinde duyduğumuzu ayak seslerini İsteyip de inanmayı ve inatla istemeyi ve uzanmayı arzu edilene, Risk tahminleri yaparken para borsaları, “İnsani ihtimalleri “ Unut turdular bize - Soframızı aydınlatan neydi? Neydi çayın demini tutturan? Kaçağı makbuldü Dillerin ucuna dağın duruluğu taşınsın diye miydi? Kırlarda tükense de göz bebeklerinde solmaz gerçeği kardelenlerin Kardelenler, gayri firari - Neye istinaden yakıştırdığımızı çamuru, kimi ellere Ve o kadim, çamurlu elleri neden sevdiğimizi o kadar. Telaşlı merdivenleri dinleyen, uzak bir emanetin endişesindeki posta kutusunu memnun ıslığını beklerken sahibinin Unut turdular bize - Zulalanmış yıkımlar nereye gitti Nur mu yağıyor bit pazarına bir bak Kalk ve eskiyen neyin varsa tek tek yak Zırhlarına sarılan sevdalar yalan Yıkımların cesareti Yakıp yıkan aşklar, gayrı firari - |