KudüsMekke ve Medine’den sonra onun sırası gelir ama ben gidemedim, Kudüs’e gidip oradaki Mescid-i Nebevi’yi görmeli, yüz sürmeliyim, Onun izidir benim yolum, her nerede durakladıysa orada olmalıyım, O nereye döndüyse yüzünü ben de oraya dönmeli ve gitmeliyim... Dünyada misafiriz, gelmişiz ve gidiyoruz, yolculuk nereye doğru? Diye sormak da istemiyorum artık, son günlerde bu sıradan soru, Sadece gitmeden önceki halimi kontrol etmeliyim ve onunla birlikte, Doğru yoldan yürümeliyim, hedefim doğru olsun, elbette izlerim de... Bugün buradayım, az sonrasından emin değilim, daha sonrası da yok, Bulunduğum yerde sabit değilim, bizlerde az sonranın da sonrası yok, Ayağa kalkıp mutfağa yönelmem bile uzun emele girer, yemek pişse de, Kime nasip olacağı belli değil, her ne kadar özen içinde pişirilmişse de... Bugün dışarı çıktım, az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim derdim, Orada durakaldım, dereler tepeler yoktu, yine de ben düz gidemedim, Çarşı pazar işi insanı dereleri de tepeleri de düzleştiremiyor, bitmiyor, Eve dönüldüğünde seyyahların dinlenmesi için uzun bir süre gerekiyor... Seyyah dinlenip dursun, içindeki ev hanımı yemeği ocağa koydu bile, O pişinceye kadar her taraf serbest, haberler de seyredilebilir, ve de, Arkasından kim bilir hangi serüveninde yürüyeceğiz be hayat okulunun, Diploması da belli değil, o sonraki hedefte olmalıdır, şimdi bu okunsun... |
İnşallah Allah kısmet eder gidersiniz kaleminiz daim olsun.
SEVGİYLE KALIN..