- Oradasın !..
Yakınsak bir yerdesin biliyorum,
Konuş benimle!


Eni, kon’u,
Yönü, kaynağı belirsiz,
Eğirle mumyalanmış bir ses tonu;
El cevap,
-Konuşmak mı!?
Pekala;
Kelama turp sıkmadan
Önce beni yakala!..


- Bunun için kafanı çalıştır!
Davul tozuyla minare gölgesinden,
Büyülü bir söz kemendi hazırla!
Uyur gibi,
Rüya içinde rüya görür gibi,
Matruşka hayaller geçidinde
Pusuya yat!
Yaralamadan,
Berelemeden,
İncitmeden,
Canlı
Ve de helacanlı,
Alına düşür!


- Sonra biraz oyun oynaşla
Ürkümü yatıştır!
Endişelenme!
Kuş olup uçmam,
Elinden kaçmam...


- Sahilde yalın ayak dolaşır,
Ormanda sarmaşık salıncaklara bineriz;
Dere kenarında beş taş,
Düz alanda seksek,
Kayalıklarda saklambaç,
Çim çayırda uzun eşek,
Meşe duldasında değilleme,
Böğürtlen dibinde evcilik,
Uçurum başında kör ebe,
Gür pınarda ıslatmaca
Derken,
Doğu, batı, kuzey, güney,
Bir ufuktan diğerine,
Ben güvercin, sen atmaca,
Çökertme zeybeği çalımlı
Köşe kapmaca oynarız...


- Mola verdiğimizde soluklanır,
Bana satranç öğretirsin!
Sıkıştığım hamlelerinde
Yerime geçer kendine şah çekersin!
Eğrisi doğrusu
Yenilmekten hoşlanmam;
İyisimi
Çata-pat kalır,
Beynimizin buğusuyla
Üstümüzden geçen bulutların
En konuk severine ağarız
Ve ilk yağmurla
Bizden can suyu bekleyen
Şiirlere yağarız.
Böylece yaren yoldaş olur,
Birlikte güler,
Birlikte ağlarız...


- Sonra, danışıklı döğüş,
Gündeme tarih düşürecek,
Aklımızı közünde pişirecek
Bir konu belirleriz;
Örneğin :
Püskürtme benli
Bıldırcın yumurtası;
Hem astıma da iyi gelirmiş...
Anlıyorum,
Birazcık tuhaf buldun;
Diyeceksin ki,
"Bu cin delirmiş!..?"


-Ahh bir bilsen,
Bir görsen!..
O’nun emmi, dayısı,
Bingazi’de ala-kok,
Şam ilinde kayısı...


- Konuşmak mı istiyordun!?
Pek münasip,
Pek ala;
Konu sıkıntmız yok;
Önce beni yakala !..

-"......@......."