GİDİYORUMGidiyorum, dert etme! Erim erim erime! Sanma sendeki âha yakılıp gidiyorum! Terin biliş olmadı, karışmadı terime; Sanma kuru eyvâha yıkılıp gidiyorum! Aşktan kopan şu aysberg içimize oldu yük; Yormadım kütlesini hangimizde en büyük! Dalganın kaynağını varsayarak kuru yük; Ufkumdaki agâha takılıp gidiyorum. Gidişim kaçış değil; kutsal bir müdâfaa! Seve seve çekilir bu uğurda her cefâ. İçinin kaynadığı şelâleye son defa; Gönlündeki semaha dökülüp gidiyorum. Doğrunun düşürdüğü, yolda tutuşan o nur Ve vicdân rehberiyle gerçek rota bulunur. İrâdemin üstünde bayrağım olsun onur! Nefsimdeki tamaha dikilip gidiyorum. Gerekirse zorlayıp benliğimden çıkarak; Ben ise zayıf halka ardımda bırakarak; Güne, gündüze değil; kör geceye akarak! Mâtemdeki siyaha sökülüp gidiyorum! Çok düşündüm, yolu yok! Çareler düğüm düğüm! Düğümleri çözdükçe, çoğalacak kördüğüm! Seni boşa sormuşum, ta ilk başta gördüğüm; Gönlümdeki dergâha çekilip gidiyorum. Ne kırgınım yazgıma ne yarınlara dargın; Umutların kapısı belki bu tuhaf sürgün! Saâdet mi? Vuslat mı? Kim bilir belki bir gün? Dualarla Allah’a ekilip gidiyorum… 30-04-2010 18.11 03-05-2010 14.15 Salih ERDEM / AYDIN |
doğum müsebbip şiirse sadece kader.
Kimki doğdu çare yok gider. El ve yüreğinize sağlık.