Taşa ithafen
Kırılıp paramparça olduğun yollarda,
Bir tekme ile arşa mı yollandın? Ya da Fani kalpler vardı… Acıma duygusundan ırak olan. O fani kalplere, teşbih mi olacaktın? Sen baharda çocukların ellerinden, Erik ağaçlarının meyvelerine mi atılacaktın? Üzülme, Sana taş dendiği için. Baştan ayağa taş!.. Git şimdi, sana tapanların gönüllerinden taş!.. Farkında mısın bilmem? Seni bir taş olarak fark eden ben, Elmas olmanı bekledim de durdum. Elmas olduktan sonra, Seni gönlümün saraylarına kondurdum. Oysa sen, Kıymet bilmeyecek kadar taştın! Ve bir zamanlar kalbimin hudutlarından taştın! Şimdi; mehtapla beraber, uçurtmalar uçur. Belki bir çocuk bir taş atar da Uçurtman arzla buluşur! Üzülürsün… Sen üzülünce o vakit, Gönlüm huzura kavuşur. Beni anlayabiliyor musun bilmem, Sana karşı olan kinim ve sevgimden? Ama… Pardon… Nasıl da unuttum, sen taştın! (27.08.2011) |