)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-229-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………….
LEYLİM LEY döndüm daldan kopan kuru yaprağa sehar yeli dağıt beni kır beni götür tozlarını burdan uzağa yarin çıplak ayağına sür beni ayın şavkı vurur sazım üstüne söz söyleyen yoktur sözüm üstüne gel ey hilal kaşlım dizim üstüne ay bir yandan sen bir yandan sar beni yedi yıldır uğramadım yurduma dert ortağı aramadım derdime geleceksen bir gün düşüp ardıma kula değil yüreğine sor beni ............... Sabahattin Ali .............. 1907-1948. Gümülcine’nin (Yunanistan) Eğridere köyünde doğdu. 1927 yılında İstanbul Muallim Mektebini (Öğretmen Okulu) bitirdikten sonra 1 yıl kadar Yozgat’ta öğretmenlik yaptı. Daha sonra Maarif Vekaletinin (Eğitim Bakanlığı) açtığı sınavı kazanarak Almanya’ya gitti. Postdam’da 2 yıl kadar eğitim gördükten sonra yeniden Türkiye’ye döndü. İlk şiirleri, 1925 yılında Balıkesir’deki Çağlayan dergisinde çıktı. Sonra yıllarda ise Yedi Meşale, Resimli Ay, Varlık gibi dönemin ünlü dergilerinde şiir ve öyküleri yayınlandı. Özellikle toplumsal gerçekçi öyküleriyle tanınan Sabahattin Ali, değişik tarzlarda şiir örnekleri verdi. Roman ve öykülerindeki Türkiye insanına yaklaşımı edebiyata yeni bir boyut getirdi. 1932 yılında yeniden tutuklanıp Konya’da, sonra da Sinop Cezaevinde yattı. Özellikle »Hapishane Şarkıları« olarak bilinen şiirler de bu dönemin ürünlerindir. Cumhuriyetin 10. yılı nedeniyle çıkarılan aftan yararlanarak cezasının bitimine birkaç ay kala tahliye edildi. Sonraki yıllarda yine Maarif Vekaleti bünyesinde değişik birimlerde görev yaptı. Almanca öğretmenliği ve Devlet Konservatuarında çevirmen, öğretmen ve dramaturg olarak çalıştı. 1948 yılında, sürekli izlendiği nedeniyle tüm işlerini bırakarak kamyonculuk yapmaya başladı. Birkaç ay sonra da Kırklareli üzerinden Bulgaristan’a geçmek isterken öldürüldü. Ölümüne ilişkin çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılara göre kendisine kılavuzluk eden Ali Ertekin tarafından öldürüldü. Mezarının nerede olduğu ise bilinmemektedir. Sabahattin Ali’nin, »Kuyucaklı Yusuf« (1937), »İçimizdeki Şeytan« (1940), »Kürk Mantolu Madonna« (1943) adlı romanları, »Değirmen« (1935), »Kağnı« (1936), »Ses« (1937), »Yeni Dünya« (1943), »Sırça Köşk« (1980) adlı öykü kitapları, şiirlerinin toparlandığı »Dağlar ve Rüzgar«, »Kurbağanın Serenadı, Öteki Şiirler« ile »Esirler« (1966) adlı bir oyunu yayımlandı. KAYNAK beKa sitesi ...………………………………………………………………………………………………………………………. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-229-)(-)(-)( Gülizarda al al açan gül olam Gelip kokla ellerinle der beni Tezgahında ilmik yapan el olam Halı yapıp ayağına ser beni Dudaklarım dudağını arıyor Yüreğimde buzullarım eriyor Dumanıyla ateş beni sarıyor Alev ile nasıl yakar kor beni Bu sevdanı yad,yabana adarsan Muhabbeti onun ile edersen Gün olurda başkasına gidersen Bu düşünce için için yer beni Bu sevda uğruna ölmeye değer Yüreklere doğan güneşmiş meğer Beni başkasıyla görürsen eğer Hiç acıma çölden çöle sür beni Dönmezmiş diyorlar meçhule giden İflah olmaz imiş kendine eden Leke getirirsem bu aşkıma ben Kölem diye ağyarlara ver beni Senin bağrın benim gibi yandımı Gül dudaklar hiç adımı andımı Bilemezsen sevdiğimi and’ımı Lutfeyleyip sevenlerden sor beni Hayali de olsa vuslata erip Beyaz kollarınla sıkıca sarıp Savrulan saçından bir bukle verip Düşte görüp rüya diye yor beni Gönlünle gizlice cenk ediyordun Hep ben gelir iken sen gidiyordun Ne olursun sorma bana diyordun Demediğin öldürecek sır beni Böyle yazmış yazan bahtımız kara Yalvardım yakardım çeken yok dar’a Lüzumsuz kapanmaz gayrı bu yara Al şu hançeri de haydi vur beni Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Ben sürünüyorken sürdün sefanı
Yüzümü güldürmez bu alem fani
Acıma çarmıha hemen ger beni