HASRET İZİ
Bekler bizi göğsü güzel dağlar.
Şahin bakışlımın tek gözünü siper edip namlumun ucuna, Galip ve mağlup birde ben düşerim, Güz elması yanaklı dilber dağının peşine... Koca dağ koca göğsün yırtıp, El edince bize gürgen meşe tohumları, Dağılıp tekrar tekrar toplanan sisler yücelerinde, Oynaşınca ferden nasipsiz gözlerimizle... Ne tütün söndüren kar tanecikleri, Nede bastıkça çeken, çektikçe batıran çamur deryaları, Alıkoymaz yolundan yalın yüreğimizi... Bir yürek ki yangın yeri... Bu yürek cehennem ateşi... Bir yürek ki bendeki... Hasret izi her zerresine çivilenmiş dövme... Babam daha döndürecekti hayatı, durmasaydı tekeri değirmeninin. Anam gülecekti bu hayata gül ezmesi yanaklarıyla, Eskitmeseydik gülüşlerini. Kısalta kısalta tüketiğimiz, tüketip bitirdiğimiz seslerin, Sessiz ağlayan kirli cümleleriyle kurduğumuz hayaller... Eskitmeseydi gülüşlerimizi... Yanıbaşımızda yitirdiklerimizin bir görünüp bir görünmeyen silüetlerini, Sisli dağ başlarında bulma ümidine düşmezdik. Eskitmeseydik gül reçeli bakışların ağza tat öpüşlerini... Kim galip, Kim mağlup, Ya ben, ben kimim? Yitirdik biz bizi,birbirimizi... Bilge Dağ,Baba dağ,Bacı Kardeş Dağ... Bıraktık silahlarımızı ateşkes eyledik susturup elimize aldık, Çuval çuval tuz yükü yüreğimizi. Bir yürek ki yalın, Bir yürek ki korkak,titrek... Güz elması yanaklı, göğsü güzel dağ, Şimdi bir masum tohumum ben. Sesi yüreğime çağrı anam dağ. Yeniden doğur beni... |
gönül sesiniz hiç susmasın ..