Müfettiş HamdiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu çalışmanın temel düşüncesi 1967 yılında, yaşadığım ve yaşayacaklarım üzerine yapılan bir sohbetin pozitif sonucudur.
Müfettiş Hamdi
Bir gün çağırdı beni, odasına Çok çalışıyorsun, dedi Gücün bitince işe yaramaz olursun Dostun olmaz, arkasız kalırsın Vurulursun, beklemediğin anda Sakın demedin deme, asla gücenme Bu gidiş böyle dedi, Müfettiş Hamdi İzmir-Karaveliler köyünde Yaşayacaklarımı anlattı bana San ki, geleceğimi görmüş gibi Yaptıkların başına bela olacak, dedi Çok kızmıştım, çok darılmıştım O’na Amma, birde sabır eyleyip sözün sonunu beklemiştim Belki haklıydı Müfettiş Hamdi Onu zamana bıraktım, beklemeye başladım Yıllar geçti, yordular beni Hem de, en verimli çağımda Kırkına gelmeden, kırdılar kolumu kanadımı Durdurdular, mesleğimin baharında Çocuklarımın gözü önünde Bileğime kelepçe vurdular Dipçikleyip, gözlerimi bağladılar San ki, bedenim saman çuvalıydı Ha babam ha, indirip binip vurdular Sinem parçalayıp, yüreğimi dağladılar Parmaklarımı kırıp, elimi bağladılar Ne kadar haklıymışsın be, Müfettiş Hamdi: Ölmedim amma, yinede suçlu saydılar Kemalist düşüncenin bedeline Elime sürgün beratını verdiler Bir başka şehre yolladılar Olsun be, Müfettiş Hamdı Oralar bizim, onlarda bizimkiler Yeni kuşaklar yetişsin, onlarda gerçekleri bulsunlar Yarım kalan düşünceleri öğrenip bilsinler Ak yüzümün pakını görsünler Hizmetimde yorulmadım, Müfettiş Hamdı Amma, haklıydın beni çok çok yordular Seni her yerde anmaya gidiyorum Bulursam, ellerinden öpeceğim Mürsel Adıgüzel |