DAĞILMIŞ O ANDA
çalıyor düdük on sekiz,inci koğuşta,
demir parmaklıklar soğuk düşler kelepceli, güneş sızlıyor , görpe çocukların dudaklarında, hasret anneler hasret emeğin karşılığına, diş bileyliyor alaca çakal , sokaklar puşt dolu. kimi sevse kimi dost bilse, şaşırmış kalmış ortada, dünya dönüyor amma, uyuz olmuş kafalar uykuda. uymamış bu dünya kafasına, bir platformda sıkmış yüreğini, isyanları kırmızı güle. çalıyor düdük onsekiz,inci koğuşta, elinde bir mektup musallada nine, sevgilisi dışarda birinin kolunda, dağılmış o anda, sol yanı bom boş yanlızlığı yaşamış hücresinde, yakmış bir siğara dumanı çiğerde , gözleri mahşerde, içinde yakmış emperyal melakesini, kızıl bir kan pıhtısı dudaklarında, patlamış damarı ile yığılmış yere, ölümü bile çok gördüler ona. İrfan Kökten |