UTKU TÜRKÜLERİ (MARAŞ DESTANI) XII
Ve Söyledi Elif
Akşam helalleşip ayrılmıştık Bu gece bir baskına gideceklerdi Yalnız bunu biliyor Başka bir şey bilmiyordum İçim içime sığmıyordu Bir seviniyor Bir korkuyordum Oturuyordum pencere önünde Tedirgindim Tüylerim diken-diken oluyordu Uyku ağır basıyordu Uyuyamıyordum Tan vaktinde Eve getirdiler yiğidimi Giysileri kan içindeydi Özge yiğidimin Koç yiğidimin Gök yiğidimin Giysileri kan içindeydi Savaşın kan sıcaklarında Ayaz vardı havada Belli ki kar geliyordu Pusatlara el değmiyordu soğuktan Buzlar sarkıyordu kılınç gibi Toprak damlı evlerin saçaklarında Bir çift güvercin Gök kanatlı bir çift güvercin Uçtu uçacak gözlerinden Kara gözlerinden Şahan gözlerinden Gök yiğidimin Koç yiğidimin Özge yiğidimin Fatihalar-Yasinler Donmuş kalmış dudaklarında Görülmedi böyle ölümler Görülmedi böyle kıyımlar Kadın-erkek Genç-yaşlı Çocuk-çoluk Ölüm kol geziyordu Bu kentin sokaklarında II Öyle bir gündü ki o gün Kan beynime sıçrıyordu Çaresizlik içindeydim Çırpınıyordum Bir şey yapamıyordum Ne pusat vardı ne de mermi İki elim iki yandaydı Alkış için Sığınacak bir tek tanrım vardı Gökyüzü bir alçalıyor Bir yükseliyordu Daha yar sesi duymamış Daha yar saçı okşamamış Yiğitlerim sokaklarda Gün ortalarında-karanlıklarda Hain mermilerle Teker-teker ölüyordu III Cepheden her iyi haber geldiğinde Anaların-gelinlerin-kızların Yüzü gülüyordu Analarını sürekli izliyordu çocuklar Analarının yüzü güldüğünde Seviniyordu çocuklar Kendi elleriyle yaptıkları Tahtadan oyuncaklarıyla Yeniden oyuna başlıyordu Oyunu unutan çocuklar Gök yüzü ve çocuklar Mavi-mavi gülüyordu IV Cepheden her kara haber geldiğinde Korkunç ağıtlar kopuyordu Bütün pencerelerden Analar-taze gelinler-kızlar Saçlarını-başlarını yoluyordu O zaman durgunlaşıyordu Korkuyordu çocuklar Bırakıyordu tahtadan oyuncaklarını Bir şeyler oluyordu ama Ne olduğunu anlayamıyordu çocuklar V Umut kesmemiştim tanrıdan Ama bağçemdeki çiçekler Aslanağızları-hanımelleri Ve yedi veren gülleri Yavaş-yavaş soluyordu VI Ağlamak istiyordum Ağlayamıyordum Sesim çıkmıyordu İçimde bir şeyler düğümleniyordu Her yıldız kaydığında Ürperiyordum Duyuyordum-biliyordum Anlatamıyordum Yüreğimden-içimden Bir şeyler sökülüyordu Ve Söyledi Elif’ler Biz bir uçarsuyduk Engel tanımazdık Bundan böyle Deli-dolu akmayacağız Gerdanımıza-kolumuza-kulağımıza Altınlarımızı-pusatlarımızı-takılarımızı Takmayacağız Avuçlarımıza-saçlarımıza Bu günden sonra kına yakmayacağız Ant içtik böyle biline Savaş bitene kadar Yağı buradan gidene kadar Artık evdeşimize bile Dönüp bakmayacağız 2002 Pusat : Silah Altın-pusat-takı : Maraş ağzında eş anlamda kullanılıyor Alkış : dua Yağı : Düşman Evdeş : Eş Uçarsu : Şelale UtkuTürküleri (Maraş Destanı) Çalışmalarından Maraş Destanı ile ilgili son çalışmamdır. |
Destanlar tarihe tanıklık eden önemli belgelerdir.
Güzel bir ders sunumu idi.
Teşekkür ediyor elinize, emeğinize sağlıklar diliyorum.