Suskun Mavi Düşlerime Çıkageldin...dalıp gidiyorum güz akşamlarında bakışların değdikce hasretime sevdamın son durağı okyanus koylarına kuş olup varmak istiyorum çaresizliğime dolanan ipleri kesip kollarına atasım gelir kendimi yüreğime düşen elifsi karları güneşine serip baharları yeşerteyim koynunda... seni sevdiğim kadar aşık olmamıştım ki geride bıraktığım alyanslı günlerimde görkemli hayat tarzım karanlığa gömülen yürek atışlarım umursamaz sevda tanımazlığımda cehennemlerin ortasında kalmışım da özün ağlayışlarını fark edemezken sahte gülücüklerimi çatlatır aynalar yalnızlıklarım kalabalıklaşır sessizlikteki uğultular ürkütürdü beni kayberdim benliğimi... Tanrıma şükürler olsun ki geride bıraktıklarım kuyu diplerinde kalırken gençliğimin bahtında solan güllerim sevdanın yağmurlarında yeniden açar hergün içime düşürdüğün ateşin buz kesen sibirya iklimlerindeki yüreğim alev alev sen diye yanar hayat olurum yeditepe bozkırlarında suskun mavi düşlerime küme küme yıldızlarım olursun gecenin koynunda... Tanrım seni benden almasın yaşarken mutluluğumun bahçelerine simsarlar dalmasın uzak kalsın sevdamıza şeytani bakışlar kem gözler uzak dursun, ağlatmasın bizi derken kaderimin son gülmüşlüğüne beyazımsı güller ekerim gönlün sarhoşluğunda bir ömür sen kokayım diye ... Bahar Tülay Kıran 14 Eylül 2007 |