İstanbul Ağlar Halimize,biz Bursa Gibi Severken
Yokluğundan zincirler yaptım,
Sabah ezanında boynuma dolamak için, Hadi şimdi gel, Gel de at tekmeni hasretinden yapılma tabureye,, Süzüleyim hayalinin ışığında,sana kavuşayım... Mavi çiçekli eşarbını koklarım hep, Her nefesimi onun kokusundan cekerim. Anımsatır bana her saç telinin buram buram ana sıcaklığı kokusu, Yarim sanadır hapisliğim, Gurbetin küflü duvarlarına çizik gibi gözlerini resmederim... Hani başını yastığa koydugunda ilk bi üşürsün ya, Alışana kadar sıcaklığına.. Başım yastığımda,üstümde umutttan yapılma yorgan. Yoktur bana gözlerinden başka aklımda canlanan... Gözlerimde bir çerçeve oluşur senden... Gözlerimi çevreler,bir mazlum çerceve gibi,haliçte yalnızlar topluluğu... Boğaz köprüsünde sessiz bir o kadarda çığlık çığlığa bir intihar... ve istanbul ağlar. Ağlar da tutamaz sitemini,Hele birde mevsim kış,yağışlardan sulu kar, Terkedişinle vurur yüzüme,giderken emanet ettiğin soğuk rüzgarlar, Bir çocuk ağlar,elleri pembe,ve bir ben ağlar karnı burnunda senin hasretine gebe.... İstanbul ağlar halimize, Bebekler ağlar,martılar,simitçiler ağlar En çok Beyoğlu ağlar içinden ne kadar dertdaş geçsede,, Mendil satan kimsesiz bir çocuk ağlar,böyle bir aşkım olmadı diye. İstanbul ağlar,ben seni Bursa’dan sevdim diye.... |