18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1578
Okunma
Dönüşsüz gündü,
Oturduğumda tahta masa selamladı
Önünde duran iskemlesiyle
Beynimin uğultusunda
Sitemlerim vardı
İrkildim kahvecinin gür sesiyle
-Çay dedi
-Evet dedim
Karıştırdığım hayatım mı?
Geçmişim mi?
Yoksa kokulu kahveci çayı mı?
Eriyip giden şekerdi
Yüreğimin yağı
Yada ilkelerim olamazdı.
Yenilen bedenimdi
Gururum,adamlığım değildi.
Bir yiğit daha hayata eğildi.
Yiğit deyip bastım kahkahayı
Bir anda hedef olmuştum.
Şüpheli gözlerle bana bakıyorlardı.
Artık susmayacaktım,
Ayıp olur diye korkmayacaktım.
Bağırdım,
Sebebi memurluğuma bağlanan
Bir ayrılık
Her insanı kendim gibi bilmemmiş
Hele de sıkışınca borç verdiğim
Mehmet’i de öğrenince kıyamet koptu
Ben salakmışım,
Ne salağı enayi...
Hele de hasta olan anama bakamazmışım
Ya oymuş yada onlarmış
Bir yanda sevdam
Bir yanda anam babam
Kaçtım buraya geldim.
Yolları ezdim,
Havayı deldim
Soluk soluğa kaldım,
Düşünülmez düşlerime kızdım.
Bu neydi neyin nesiydi ?
-İmtihandı
Evet zorlu bir imtihan
Ya’lar la başlayan
Sen bilirsinle biten imtihan
Bıkmıştım
Lügatıma kim koydu bu kelimeleri
Gitme vaktiydi…
“Hadi bulun ve sorun”
Kahveci aldı yerden kağıdı
Buruşuk ve ıslaktı…
Selim ADIM