Kuşluk Vaktinde İki AdamŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Annemin bir anlatısından...
uykusuz geldik Bursa´dan yanımda kardeşim Süleyman börekçiye iki poğça sardırdık duvar üstüne oturduk Ankara´nın ortasında bir parkta rasladık bu iki adama kuşluk vaktinde çıktılar çalılardan gözlerini oğuştura oğuştura ben kadın başıma, kardeşim çekinir bu iki adam neyin nesidir? birisi genç birisi ihtiyar çok öfkeli bakıyorlar bana öyle geliyor ki; sarhoşlar çekip gittiler biraz sonra yine geldiler genç oğlanın elinde bir şişe ispirto "emmi bunu susuz içelim " diyor "ciğerimiz yanar bre evladım" "yanacak ciğer mi kaldı be emmi" "sen git su getir" ben seyrederim kardeşim seyreder genç oğlan gidiyor çöp kovasına bir plastik bardak buluyor parkın havuzunda çalkalıyor bir şişe ispirto anında boşalıyor ikisinin de dudakları morarıyor ikisinin de gözleri kanlanıyor ben acıyorum Süleyman kızıyor döndük geldik Bursa´ya Ankara´yı çıkaramadım aklımdan o parkta mor dudakları kanlı gözleri kuşluk vaktinde o iki adamı unutamadım |
bilmez kaç güngür genç bu halde
üstekiler görmez olmuş bunları heralde
_yanar yürekler bunları gördükçe_