Adalet Ana Öldü
Adalet Ana Öldü
Dört bir bucak buz tuttu, her yanda dondu yollar Çaresizlik sıcak, sıcak düş kurdu Gece bitmek bilmedi dondurucu soğuktu; Bükülmüş belimizi büktükçe büktü, Kırık kalbimizi burdukça burdu, Bağrımızı üşüttükçe üşüttü, Mahpuslarda kim anladı, kim gördü? Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu? Kulağımda çınlayan, esen fırtınalar Gidenlerin ardından kalan çığlıklar Tuna’nın hıçkırığı, Nil’in feryadı. Beni üşüten rüzgar, ne fırtına ne bora, Bağrımda uğuldayan, şu içimi donduran Yüreğime baykuşları konduran Dışta esenler değil bağrımdaki kasırga Azaplar, ıstıraplar birer ilham sancısı Duyduğum sancısızlık acısı Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu? Yele verip kaybedilen hınçlardı: Kayıp, kayıp kayıplara karışan, Düşünceler, inançlardı, aşklardı. Habbeyi kubbe yapan, buyurdu Kaderin örsüne vururken başımızı Rüzgar kıran fırtınayla yarışan Ocağı yanmayan, bacası tütmeyen Kapılara kilitleri kin vurdu Viraneye çevirdiler bu yurdu Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu? Güneş bilmez ufukta eserken soğuk rüzgar Gecenin bitmesini, soğuğun dinmesini Şafağın sökmesini, bekleyip durduk ama Yıldızlar göz kırpmadı bir kere ay doğmadı Soğuk uzun gecede gecenin soğuğuyla Yandıkça yandık, kavruldukça kavrulduk Duruşmadan duruşmaya savrulduk Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu? Gecelerde, gündüzler, kışlarda bahar saklı Gecelerime gündüz, karanlığıma ışık Kışlarımın baharı geldi gelecek derken Ruhlar genç bedenleri nasıl terk etti erken Meltemlerde esecek, güllerle gülecektik On iki Eylül oldu, darağaçları kurdu Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu? Özcan İşler |
Dört bir bucak buz tuttu, her yanda dondu yollar
Çaresizlik sıcak, sıcak düş kurdu
Gece bitmek bilmedi dondurucu soğuktu;
Bükülmüş belimizi büktükçe büktü,
Kırık kalbimizi burdukça burdu,
Bağrımızı üşüttükçe üşüttü,
Mahpuslarda kim anladı, kim gördü?
Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu?
Kulağımda çınlayan, esen fırtınalar
Gidenlerin ardından kalan çığlıklar
Tuna’nın hıçkırığı, Nil’in feryadı.
Beni üşüten rüzgar, ne fırtına ne bora,
Bağrımda uğuldayan, şu içimi donduran
Yüreğime baykuşları konduran
Dışta esenler değil bağrımdaki kasırga
Azaplar, ıstıraplar birer ilham sancısı
Duyduğum sancısızlık acısı
Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu?
Yele verip kaybedilen hınçlardı:
Kayıp, kayıp kayıplara karışan,
Düşünceler, inançlardı, aşklardı.
Habbeyi kubbe yapan, buyurdu
Kaderin örsüne vururken başımızı
Rüzgar kıran fırtınayla yarışan
Ocağı yanmayan, bacası tütmeyen
Kapılara kilitleri kin vurdu
Viraneye çevirdiler bu yurdu
Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu?
Güneş bilmez ufukta eserken soğuk rüzgar
Gecenin bitmesini, soğuğun dinmesini
Şafağın sökmesini, bekleyip durduk ama
Yıldızlar göz kırpmadı bir kere ay doğmadı
Soğuk uzun gecede gecenin soğuğuyla
Yandıkça yandık, kavruldukça kavrulduk
Duruşmadan duruşmaya savrulduk
Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu?
Gecelerde, gündüzler, kışlarda bahar saklı
Gecelerime gündüz, karanlığıma ışık
Kışlarımın baharı geldi gelecek derken
Ruhlar genç bedenleri nasıl terk etti erken
Meltemlerde esecek, güllerle gülecektik
On iki Eylül oldu, darağaçları kurdu
Adalet ana öldü kim aradı, kim sordu?
Özcan İşler
Adalet mülkün temelidir, adaletsizliği yaratanlarada adalet bir gün lazım olacaktır, şiirinizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.