KARANFİLLİ SİGARA
Ben, karanfilli sigara
Ilık bir rüzgarla geldim, Uzak diyarlardan Şiir ve hüzün kokuyordu toprak Hemen tanıdım. Ahmed Arif’in memleketiydi burası Mapushanede hasretle beni bekleyen. Eskitmiş prangalarını Toprakta şiir olmuş şimdi. Birinden kaçıyor gibiydik sanki Saklı kuytu köşelerde. Tezgahı tutan ellerde tedirginlik Gözlerde aceleci bir telaş Adımlar hızlı ve olabildiğince nefessiz. Tezgahın önünde bir çift göz vardı gezinen Vahasız bir çölde kalmış gibiydiler. Bakışları yirmi kişilik hücremde yoğunlaştı Hücrenin kapısı açıldı. Yarı aydınlık, daha büyük hücreydi dışarısı. Özgürlüğünü ilk kazanan sağdan altıncıydı. İsimlerimiz yoktu bizim. Onu izliyordum hücremden Sigara içmiyordu Ah çekiyordu sanki. Derdi dumanlara karışıyordu. Sigarasını her içine çektiğinde Havayı aydınlatan çıtırtılı kırmızı ışık, Karanlık yalnızlığının ıslık çalan arkadaşıydı. Sıra bendeydi şimdi Ben sağdan on ikinci. Beni her içine çektiğinde Dumanlarıma fısıldadı derdini Dumanım zehirlendi. Ben, karanfilli sigara Sigarasını karanfilli içenleri Gözlerinden tanırım şimdi. Yalnızdırlar, Sessizdir korkuları, Prangalıdırlar. 23.08.2011 Ayşe Gürsoy |
Vahasız bir çölde kalmış gibiydiler.
Bakışları yirmi kişilik hücremde yoğunlaştı
Hücrenin kapısı açıldı.
Yarı aydınlık, daha büyük hücreydi dışarısı.
ÇOK HOŞ VE GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM SAĞLICAKLA GÜLLER BIRAKIYORUM SAYFANIZA ESENLİKLE