Kim bilir ki, belki de; Mutluluğun sersemlettirdiği, o bin bir tebessüm İteleyiveriyordu aniden, beni yola Çok hızlı adımlarla Yüreğimde de hiçte yoktu, şöyle veya böyle, bir yerlerde mola Az da; Zıplamışmış gibiyim. Ceplerimin ellerimi kilitlediği, salınan o sahnenin hapsinde Gök ve yer, ne kadar da hoşlar böyle. Şen şakrak yürürken, istersen bir de şarkı söyle Derken…
Yanı başımda, elinde ekmek torbası ile Orta hal ve yaşça biriyle, aynı hizaya geliverdim Tebessüm içindeydi, gülen gözleri Bu onun; son bir anlık mutluluğuydu, içten hissettiği Bir tek adım, önüme geçti ki Karanlık bir siluetteki bir el, başına silahı bir tetiklik dayadı Tek barutluk, kof bir ses Pat… Adam çuval gibi, yüzüstü seriliverdi yere Nimetler saçılı verdi, ayakaltlarına Günahsa, günah Yazıksa da, yazık Kalpte, Allah korkusu olmadıktan sonra
Karısının can havli ile attığı onca acılı çığlıkları Sanki Birden bire patlatıveriyordu, kulaklarımı Çocuklarının da, isyankâr feryatları sarmıştı ortalığı Yaşlıca bir babanın; diz bağları çözülüvermiş, beli de kırılmıştır belki de Acılı bir anne yüreği, lime lime olarak parçalanıyordu Kim bilebilirdi ki? Arkadaş ve akraba çevresinin de, yürek yangınları da sardı bedenleri Beynim uğultuyla döndü Ve durdu birden; sanki de, tüm insanlığı hedef aldılar!
-Tutun! -Yakalayın şu zalimi, sakın ha! Kaçamasın, diyebildim Biri bir çelme takarak, yüzüstü yere yıkıvermişti Sırtına basmıştı bir başkası, depreşmesinler tüm zalim yürekliler diye Yaklaştım? Zaten silahı da elinden fırlamış, ileride yerde duruyordu Parmağımı başına, sanki silahmış gibi dayadım -Vurduğun kişi, evine ekmek götürüyordu -Ve o şehit oldu -Vallahide, tallahide şimdi sen burada mundar gebereceksin, dedim Ağlıyordu! Çırpınışları, çaresizlikten -Affedin çocuklarım, annem, babam var -Acıyın, ne olur bana! Be kardeşim; sen ona bu fırsatı verdin mi ki, onunda buna hakkı yok muydu? -Kan davalısı mıydın, yok? -Tanıyor muydun, yok? Bre gafil; sen kimi vurduğunu da, bile bilemiyorsun? Öylemi? -Ağabey bana gösterdiler vurdum, bu iş davamız uğruna -Tükürülmez bile biliyor musun, senin gibilerinin şu sıfatına...
Doğulu- batılı, Sağ-sol, Alevi-Sünni, Laik-Laik olmayan, Kürt-Türk ne ki? Hep de dava uğruna, bu davalar da ne ki? Adalet ve Hakk’a niyetin içinde olmak, doğru dürüst yaşamak Sağ veya sola göre, zor ve farklı mı ki? Türk veya Kürt kardeşim; dünya çapında batıda sınırları kaldırırlarken Doğuyu acaba neden ki, bölüp parçalıyorlar? Ve bu nedenini ben neden ki, bilemiyorum? Dava adı altında ki bunca nankörlükten, otuz beş bin kişi mazlumken Her gün de, her yerde şehitlerimiz varlar Demokrasi adı altında, ırakta milyonlarca Müslüman katledilirken Bizim içimizde ki; satılık ve dönme körlerin elinden Giderilemez, bunca üzüntü... Apo denilen mundarın; kızları kirleterek, yüceltiyorum demesi gibi???
BU P.K.K VURDUMDUYMAZLIĞINI DA, NEDENSE HİÇ ANLIYAMIYORUM BİR TÜRLÜ…
Her konum da ve yerde nedense hep, Müslümanlar ezilir? Ya da! Ya bizler çok aptalız, bilişte anlayamıyoruz Söyler misiniz lütfen, tüm bunları kimler ki bilir? Yoksa Müslümanları öldürmek ve öldürtmek, batılılara kökten mubah mı sayıyoruz?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
...MUNDAR BİR BİÇİMDE GİTMEK! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
...MUNDAR BİR BİÇİMDE GİTMEK! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Doğulu- batılı, Sağ-sol, Alevi-Sünni, Laik-Laik olmayan, Kürt-Türk ne ki? Hep de dava uğruna, bu davalar da ne ki? Adalet ve Hakk’a niyetin içinde olmak, doğru dürüst yaşamak Sağ veya sola göre, zor ve farklı mı ki? Türk veya Kürt kardeşim; dünya çapında batıda sınırları kaldırırlarken Doğuyu acaba neden ki, bölüp parçalıyorlar? Ve bu nedenini ben neden ki, bilemiyorum? Dava adı altında ki bunca nankörlükten, otuz beş bin kişi mazlumken Her gün de, her yerde şehitlerimiz varlar Demokrasi adı altında, ırakta milyonlarca Müslüman katledilirken Bizim içimizde ki; satılık ve dönme körlerin elinden Giderilemez, bunca üzüntü... Apo denilen mundarın; kızları kirleterek, yüceltiyorum demesi gibi??? Müslümanları bölüp parçalarken kendileri birleşip bütünleşiyorlar (ABD BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DEVLETİ.. AB Avrupa birliği kuruyor) bizde yutuyoruz demaokrasi gelecekmiş komşularımızın haline bak, tabi birazda bize göz dağıvermektir yakındır kabak başımıza patlayacak bu gidişle.. eş başkanımız sağ olsun.. duyarlı yüreğine sağlık hocam..
Ağabeyim, Sabah üzeri de tane tane okudum bu anlamlı ve henkesin okuyup, çevresine bu şiirin içeriği doğrultusunde telkinlerde bulunması gerektiğine inandım; esasen örfümüz, töremiz, dinimiz böyle emretmez mi, kimin neci olup olmadığına bakmak bize düşmez, can almak en büyük günahtır, şakilik ise onunla eşdeğerdir, çoluk çocuk demeden katledenler, tetikçilerin eline silah tutuşturanlar... ne varsa bütün bunları lanetlemek gerek... Ağabeyim, yürekten alkışladım bu eserinizi, Hürmet ve selamlarımı yolluyorum..
Doğulu- batılı, Sağ-sol, Alevi-Sünni, Laik-Laik olmayan, Kürt-Türk ne ki? Hep de dava uğruna, bu davalar da ne ki? Adalet ve Hakk’a niyetin içinde olmak, doğru dürüst yaşamak Sağ veya sola göre, zor ve farklı mı ki? Türk veya Kürt kardeşim; dünya çapında batıda sınırları kaldırırlarken Doğuyu acaba neden ki, bölüp parçalıyorlar? Ve bu nedenini ben neden ki, bilemiyorum? Dava adı altında ki bunca nankörlükten, otuz beş bin kişi mazlumken Her gün de, her yerde şehitlerimiz varlar Demokrasi adı altında, ırakta milyonlarca Müslüman katledilirken Bizim içimizde ki; satılık ve dönme körlerin elinden Giderilemez, bunca üzüntü... Apo denilen mundarın; kızları kirleterek, yüceltiyorum demesi gibi???
Duyarlı kaleminizi kutluyorum güzel yüreğinize sealam olsun.Keyifle okudum anlamlı bir şiir olmuş selamlar....
Vallahi içimiz yanıyor gördüklerimizden ama kimseciklere bir şey anlatamıyoruz. Sanki bu Milletin basireti bağlanmış. Bir hayale dalmışız gidiyoruz. Kâğıttan devletletlerin reisleri el değiştirirken nedense hep müslümanların canı yanıyor. Ülkemde hangi tefrikayı sergiledilerse hep bizlerin canı yandı. Ne diyeyim Cenabı Allah bizlere bunları reva görenleri binlerce misliyle cezalandırsın. Selam ve saygılar üstadım.
Kim bilir ki, belki de; Mutluluğun sersemlettirdiği, o bin bir tebessüm İteleyiveriyordu aniden, beni yola Çok hızlı adımlarla Yüreğimde de hiçte yoktu, şöyle veya böyle, bir yerlerde mola Az da; Zıplamışmış gibiyim. Ceplerimin ellerimi kilitlediği, salınan o sahnenin hapsinde Gök ve yer, ne kadar da hoşlar böyle. Şen şakrak yürürken, istersen bir de şarkı söyle Derken…
Yanı başımda, elinde ekmek torbası ile Orta hal ve yaşça biriyle, aynı hizaya geliverdim Tebessüm içindeydi, gülen gözleri Bu onun; son bir anlık mutluluğuydu, içten hissettiği Bir tek adım, önüme geçti ki Karanlık bir siluetteki bir el, başına silahı bir tetiklik dayadı Tek barutluk, kof bir ses Pat… Adam çuval gibi, yüzüstü seriliverdi yere Nimetler saçılı verdi, ayakaltlarına Günahsa, günah Yazıksa da, yazık Kalpte, Allah korkusu olmadıktan sonra
Karısının can havli ile attığı onca acılı çığlıkları Sanki Birden bire patlatıveriyordu, kulaklarımı Çocuklarının da, isyankâr feryatları sarmıştı ortalığı Yaşlıca bir babanın; diz bağları çözülüvermiş, beli de kırılmıştır belki de Acılı bir anne yüreği, lime lime olarak parçalanıyordu Kim bilebilirdi ki? Arkadaş ve akraba çevresinin de, yürek yangınları da sardı bedenleri Beynim uğultuyla döndü Ve durdu birden; sanki de, tüm insanlığı hedef aldılar!
-Tutun! -Yakalayın şu zalimi, sakın ha! Kaçamasın, diyebildim Biri bir çelme takarak, yüzüstü yere yıkıvermişti Sırtına basmıştı bir başkası, depreşmesinler tüm zalim yürekliler diye Yaklaştım? Zaten silahı da elinden fırlamış, ileride yerde duruyordu Parmağımı başına, sanki silahmış gibi dayadım -Vurduğun kişi, evine ekmek götürüyordu -Ve o şehit oldu -Vallahide, tallahide şimdi sen burada mundar gebereceksin, dedim Ağlıyordu! Çırpınışları, çaresizlikten -Affedin çocuklarım, annem, babam var -Acıyın, ne olur bana! Be kardeşim; sen ona bu fırsatı verdin mi ki, onunda buna hakkı yok muydu? -Kan davalısı mıydın, yok? -Tanıyor muydun, yok? Bre gafil; sen kimi vurduğunu da, bile bilemiyorsun? Öylemi? -Ağabey bana gösterdiler vurdum, bu iş davamız uğruna -Tükürülmez bile biliyor musun, senin gibilerinin şu sıfatına...
Doğulu- batılı, Sağ-sol, Alevi-Sünni, Laik-Laik olmayan, Kürt-Türk ne ki? Hep de dava uğruna, bu davalar da ne ki? Adalet ve Hakk’a niyetin içinde olmak, doğru dürüst yaşamak Sağ veya sola göre, zor ve farklı mı ki? Türk veya Kürt kardeşim; dünya çapında batıda sınırları kaldırırlarken Doğuyu acaba neden ki, bölüp parçalıyorlar? Ve bu nedenini ben neden ki, bilemiyorum? Dava adı altında ki bunca nankörlükten, otuz beş bin kişi mazlumken Her gün de, her yerde şehitlerimiz varlar Demokrasi adı altında, ırakta milyonlarca Müslüman katledilirken Bizim içimizde ki; satılık ve dönme körlerin elinden Giderilemez, bunca üzüntü... Apo denilen mundarın, kızları kirleterek yüceltmesi gibi???
BU P.K.K VURDUMDUYMAZLIĞINI DA, NEDENSE HİÇ ANLIYAMIYORUM BİR TÜRLÜ…
Her konum da ve yerde nedense hep, Müslümanlar ezilir? Ya da! Ya bizler çok aptalız, bilişte anlayamıyoruz Söyler misiniz lütfen, tüm bunları kimler ki bilir? Yoksa Müslümanları öldürmek ve öldürtmek, batılılara kökten mubah mı sayıyoruz?
(23.08.2011)AZAP
İşte böyle acımasız bir dünya kuvvetli olmadıkça kuvvetlilerden emir almaya mecbursundur, mecbur oldukçada geleceğin istikbalin belirsizdir, siyaseten emperyalislere bağlı olan devletlerin ebediyetleride olamaz işte büyük Atatürk ün sözleri duymayanlara duyurulur, şiirinizi kutluyorum ve değerli arkadaşıma başarılar dilerim, Yunus diyarından selamlar.
Kim bilir ki, belki de; Mutluluğun sersemlettirdiği, o bin bir tebessüm İteleyiveriyordu aniden, beni yola Çok hızlı adımlarla Yüreğimde de hiçte yoktu, şöyle veya böyle, bir yerlerde mola Az da; Zıplamışmış gibiyim. Ceplerimin ellerimi kilitlediği, salınan o sahnenin hapsinde Gök ve yer, ne kadar da hoşlar böyle. Şen şakrak yürürken, istersen bir de şarkı söyle Derken…
Yanı başımda... ************************************************* Hoş, akıcı üslubunuzla duygu yansımalarınız bir hayli etkileyiciydi efendim... Bikaç kez okudum, kaçırmak istemedim tema bütünlüğünü yarıp bazı detayları...
Duyarlı yüreğinize saygı ve selamlar hocam. Soru cevaplı anlatım monoloğ gibiydi şiiriniz.Beğeni ile okudum...KALEMİNİZ IŞIK OLSUN ŞİİRİNİZ GİBİ YAZILARINIZA HER DAİM...SAYGI İLE EFENDİM....
Ferda,ca tarafından 8/23/2011 8:19:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Uyutuluyor uyuşturuluyoruz. Üç beş gün sonra gündem değişir yine, analar yandığınla kalır. Sönen ocaklardan duman tütmez gayri.. Biz susarsak bizim adımıza kim konuşur? Analar şahlanmazsa daha çok ananın yüreği kanar. Mahşere kadar ciğerleri yanar . Her ''ana dur'' demeli bu katliama. Renkler o zaman çıkar ortaya. ''Hepimiz kardeşiz'' diyenleri görelim hele. Ne kadar kardeşmiş.. Silahı doğrultup arkasından kalleşçe vurduğu MEHMEDİMİN kanları boğacaktır vatan hainlerini.. Hocam duyarlı yüreğinize ömrünüze bereket. Ellerinizden öptüm . Anlatmışsınız gerçeği, dilerim okuyan herkes de anlar.ALLAH'a emanetsiniz.
Siirin icinde bir cok konu var ki yapismis sorunlariyla yakamiza , gundemimize , toplumumuza. Tebrikler yureginize , cerasetinize, durusunuza. Saygimla.
beyinlerimiz kiraya verildiği için yıllarca müslümanlar köle olmaya sömürülmeye uşak olmaya devam etmiş batıya.........bunu yıkmak içinde bilinçli şuurlu müslüman olmak dvası için gecesini gündüzüne katması gerekiyor...........güzeldi emeğine sağlık
Sevgi yağmurlarından bi haber, yosunları kurumuş pınarlardaki taşların. Bak bülbüller ağlıyor, yankısını dinle ahların. Neşesi mi kaldı mehtabın ve yıldızların, yine kanlarını akıttılar vermedikleri canların. Hüznüne yenilerini ekliyor gün be gün selviler, dibinde yatanlara boyunlarını büktüler. Filizlerin rengine hayrandı gökyüzü, özünden çıkan ateş ile bir devrin hatırası küle döndü. Gölge verene reva mıdır isyan, ters esen rüzgârın gazabında yakanı da boğar o duman. Bir meyveli ağaç ki; kökleri budanıyor durmadan, sapla samanı ayırması beklenemez kimliğini unutandan. Tavşana kaç tazıya tut diyorlar görmüyor musun, yedi kat yabancının ekmeğine yağ sürüyorsun… Katlanmanın nasırı çatlayamaz gönüllerde, bu sevdanın yol ayrımı olamaz dönemeçlerde. Hayalden ibaret yapılan hesaplar, elbet bir gün dağılacak kara bulutlar… Peki, ne zaman! Tüm Müslümanların şekilcilikten kurtulup özüne döndüğü gün. Diğer Müslümanları ellerindeki parmakları gibi bildiği gün. Her canın gerçek anlamda ölmeden ölmeyi hayal edebildiği gün! Yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü sözünün gereğinde yaşam biçiminin kalplere yerleştiği gün… Duyarlı kalbinizde hayat bulmuş şiirinizi en kalbi duygularla kutluyorum. Gönül dolusu selam ve sevgilerimle…
. efendim bu iş şeye benziyor mesela adam daha dövüşmemiş kimnen takışacağını bilmeden yanında maça döner bıçağı götürüyor o ortamda haklı çıkacak ve ne hakkı koruyorsa o döner bıçağıyla hakkını koruyacak yani adam kesecek şu cahilliğe bakın en büyük düşmanımız cahilliğimizdir diye düşünüyorum yazıtınız mükemmel konu işlkemiş saygılarımla
...
yok,sul tarafından 8/23/2011 10:57:49 AM zamanında düzenlenmiştir.