Zikir beyin’de açılmamış hüçrelerin tek anahtarıdır. Zikir ve tesbih perdeleri kaldırır seyre daldırır esma kaldırır makamı MAHMUTA HÜSNA............
çocuk değildi ilk insan büyüktü zaten sol yanından çekilmişti aşk denen kadın
bir kendiliğinden olmalıydı bir den olmalıydı zaten her şey sır olmalıydı akıl almamalıydı sorgusuz sualsiz resmediliyordu hayat beş duyu da tual ötesi tualsiz çözülüyordu heşey birleşiyordu şeffaflık tı HAY
aynanın içine girdiğinde ardında sır sır aşikarı yansıtır oysa bütün soruların cevabını almıştı varlık eles te
çevaplar perdelendi nefsin ardında sır tesbihlendi açıldı isteğene perde ateşin sırrı çözüldü yoktu artık ateş
yağmur hiç yağmamıştı ruh hiç ıslanmamıştı doksandokuz kapıdan sonraydı hayat kalpte mühürlendi asıl safa ve saltanat şifrelendi zikir tesbihlendi zaman
ilk tesbih başladı ömür oldu nefes nefes bütün zerreler farketmiyordu kendindeki kendiliğinden di sanki tesbih her şey de devamediyordu HÛ her nefes inkarsız zikir ediyordu asıl manaydı bu canlı kalmaya sebepti belki
ve bir den günah bitiverdi yerden şirke düşüyordu zaman ya cennetti ya da cehennemdi erkan göz göre göre kendi tain ediyordu mekan sonunda (ben!)diye söyletiyordu şeytan yeryüzünde az bulunuyordu yemini tutan
önce insan karşısındakini gördü kendini unuttu etrafında döndü o zaman bir anda kıyas göründü gönlün kapandı perdeleri o anda güneş söndü gönlüne şirki kibriya indi sadkatti her şey evvelinde yemindi zikri unuttu sözünü tutmadı insan.!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AV.! UZUN BİR HİKAYENİN İKİNCİ BÖLÜMÜ......... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AV.! UZUN BİR HİKAYENİN İKİNCİ BÖLÜMÜ......... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
önce insan karşısındakini gördü kendini unuttu etrafında döndü o zaman bir anda kıyas göründü gönlün kapandı perdeleri o anda güneş söndü gönlüne şirki kibriya indi sadkatti her şey evvelinde yemindi zikri unuttu sözünü tutmadı insan.!
her tür değerlerimizi götürdüler yol iz bilmez olduk kutlarım bu şahane şiirini dost sevgiler yüreğine...
önce insan karşısındakini gördü kendini unuttu etrafında döndü o zaman bir anda kıyas göründü gönlün kapandı perdeleri o anda güneş söndü gönlüne şirki kibriya indi sadkatti her şey evvelinde yemindi zikri unuttu sözünü tutmadı insan.!
Kalemde birleşmiş nice güzel duygular özlü ve manidar duygu seliydi tebriklerimle saygılar...
ve bir den günah bitiverdi yerden şirke düşüyordu zaman ya cennetti ya da cehennemdi erkan göz göre göre kendi tain ediyordu mekan sonunda (ben!)diye söyletiyordu şeytan yeryüzünde az bulunuyordu yemini tutan tebrik ederim dost yürekler dolusu selamlar.
Sofilere göre “Hû” zamirinin aslı da, nefes alıp verirken çıkardığımız “h” sesi de lafza-i celâlin sonundaki “he”dir. Bu demektir ki, kainattaki bütün varlıklar gibi insan da kendisi farkında olmasa bile her nefeste Allah'ı zikretmektedir. .... tesbihten sonra zikirdeki maksat ve matlubun dil ile ikrarı, gaflet yahut kaymalardan korunmak için yeniden en baştaki doğru istikameti hatırlama çabasıdır ve bu yüzden de “geri dönmek, tekrar ve yeniden başlamak” gibiydi mısralar can-ı gönülden tebrik ederim sevgili şair.Sevgiyle kalın hoş kalasınız..
kendini unuttu etrafında döndü
o zaman bir anda kıyas göründü
gönlün kapandı perdeleri
o anda güneş söndü gönlüne şirki kibriya indi
sadkatti her şey evvelinde yemindi
zikri unuttu sözünü tutmadı insan.!
her tür değerlerimizi götürdüler yol iz bilmez olduk kutlarım bu şahane şiirini dost sevgiler yüreğine...