Gittikçe bencilleşen, duyarsızlığı onur, erdem hak, vicdan, akıl izan gibi kavramıları kökünden sarsan, kendine dönük menfaat beklentilerinde inanılmaz bir yükselişle bütün değerleri alt üst eden bir çarkın dişlileri arasında öğütüldükçe öğütülüyor insanlar, toplumlar, ülkeler...Gözle görünen-görünmeyen ama kuvvetle hissedilerek yaşanan ve haksız bir payllaşımın adaletisizliği içinde iliğine değin sömürülen insanın/ toplumların çaresizliği bir takım korku dağlarıyla ya da derinliksiz şekilci yapay bir inanç yoluyla susturularak bu bozuk ve kıyıcı anlayışın sürekliliği sağlanmakta.

Görünen o ki, erk sahibinin gittikçe daha bir sıklıkla ördüğü örümcek ağı nefessiz bırakacak çağı ve toplumları, yakındır!

Artık amaç onurlu, müreffeh, özgür ve üreten, ürettiğini tüketebilen insanlar/toplumlar/ülkeler yaratmak ya da var olanı koruyup yükseltmek değil; varsa yoksa sömürerek emparyalist anlayışı en geniş tanımıyla işler hale getirmek, soluk soluğa!Amacına ters yönde büyüyen toplumları kıyımla ya da kaos ortamı yaratarak zayıflatmak, ortadan kaldırmak! Bunu yaparken kimin ölüp kimin kaldığının, kimin sarsılıp yıkıldığının önemi yok! Çünkü bu anlayış korkak, sindirilmiş, özgüvensiz insan yetiştirirken, moral değerlerin insanı yükseltici anlamını da aşındırarak yok eder beraberinde. Moral değerlerin içi boşaltılırken göz kamaştırıcı maddi yaşamın albenisiyle emek daha da sömürülür, hakça paylaşım ortadan kalkar, insan nefsi adeta esir alınır bu aldatmaca ile. Bütün bu tablonun sebebi SUSKUNLUKtur!

Susan, direnmeyen, sorgulamayan, yargılamayan, hakkını aramayan ve insanlık onuruna onursuzlar/onursuzluklar karşısında sahip çıkamayan toplumların kader diye kanıksadıkları bu yaşam şekli aslında kader değil, kendi korkularıyla yarattıttıkları ya da korkularıyla besleyerek özgür bıraktıkları erk' in başlarına düşen topları, gülleleri, bombaları...

Afrika gerçeği dün de vardı, bugün de , yarın da var olacak! Ve onun yanında çok yakın tarihlerden bugüne gelerek hafızamızda şöyle bier gezinti yaparsak Ortadoğu, Batı Avrupa, Ön Asya , Latin Amerika ve daha nicesi...


Son derece sorumluluk duygusuyla kaleme alınmış; insanın derinlerinde bir yerde uyanmayı bekleyen o öze anlamlı göndermelerle vurgu yapan onurlu, duyarlı bir kalemin insanca haykırışları, vicdanı, varlığına saygısı ve yaşadığı evrene...

Duyarlı kaleme saygı ve dostlukla...

RefikaDoğan/GülceEdebîAkı tarafından 3/5/2012 1:11:13 PM zamanında düzenlenmiştir.