Muhittin ve Ölü
ölüler ki, yoksul olur biraz
ben Muhittin ölülerle konuşan ölülerle yıkanan ve ölülerle gömülen... belki tanımazsınız beni belki de bir yakınınızdan tanırsınız beni ne demişti geçen bir ölü ? sahi ne demişti ? hani beton bir zemine uzandırılmışken söylemişti evet evet şimdi hatırladım gözleri alabildiğine mavi bir ölü alışkanlıktır göz kapaklarını aralarım her ölünün biraz hani şu iskelenin devrilmesiyle dördüncü kattan düşen ölü hani şu sigorta için işverenin kapısını hergün çalan ölü hani şu geri de bir kadın üç yetim bırakan ölü hani işçi arkadaşları tarafından zar zor cenazesi kaldırılan ölü ben çok ölü gördüm dostlar, ben çok ölü ben Muhittin hani şu ölü yıkayıcısı hani şu ölülerle konuşan hani şu ölülerle yıkanan hani vardı ya, bütün ölüleriyle gömülen... |
Muttun yasarkende sesizdi
ölürken de
siire
ses verelim
gecikmeli
kutalrim
degerli dost