Rüzgar gibi geçti...
Rüzgar gibi geçti
benimki sadece veda bûsesi sıcak bir dokunuştu sanki volumu yüksek gerilim hattında saklıydı herşey kum fırtınasına yakalanmış çöl esintisiyle bir anda gerçekleşti önce; başucu kitabımın sayfalarını kapattım sonra; ay ışığına öfkelendim gözlerimde ki feri söndürdüm ani dönüşüm noktasında esir pazarında sandığın ruhumun sana olan güvensizliğini bitirdim nazarımda olan SEVGİ’ nin çırasını yaktım ! AŞK’ın tüm etaplarında kapılar açtım, yollar bağışladım sana artık neye yarar essen kasırga, kükresen aslan gibi yel kayadan ne alır ? sen alabilesin ki... |
kutlarım şiirinizi, yerinde vede tadında mısralar
saygımla
karan