K İ M ?Acımasız rüzgârların önünde durmak zorunda kalan o güzelim ağaçlar Nasılda karşı koymaya çalışıyorlardı, sessizce. Öyle küçülmüşlerdi ki rüzgârın şiddetinden Çaresiz, kaderlerine boyun eğmişçesine. Sessiz. Sanki yerlerde sürünür gibiydiler, Bükülmüştü kocaman gövdeleri, dalları. Yaprakları tek, tek savruluyordu, uzaklara... Benden uzaklaşan sevgin gibi, sevgine muhtaç... Ben gibi. İçimi yakan hasretin acısını hissetim birden. o güzelim ağaçları yerlere kadar eğen rüzgar mı? Yoksa gönlümde dalga, dalga esen sevdam mı? Şiddetliydi. Ağaçlara çaresizliği sordum. Kendime sensizliği. Cevap var mıydı sanki. Gözümde yaş tükenmiş, gönlüm ağlıyor gibiydi. Ağaçların çaresizliği, acımasızca esen rüzgârı üzmüş olmalı ki... Birden kesiliverdi. Daha fazla zarar vermek istemedi belki de. Acımış olmalıydı çaresiz, sessiz hallerine Sen bu duyguyu anlayamazsın... Hiç anlamadın ki! O güzelim ağaçlar birer, birer doğrulmaya başladılar. Ne kadar da yorgun görünüyorlardı... Benim gibi... Yaprakları savrulsa da, dalları kırılsa da. Gene eskisi gibi, belki de eskiden daha iyi olacak; ve süslemeye devam edeceklerdi, bulundukları yerleri. BU TABİATIN MUCİZESİ OLMALIYDI ........ Ya ben! ya ben! Diye haykırdım birden... Acımasız yârin sillesi, öyle çaresiz bırakmıştı ki! Acı dolu bir gönül, ayaklar altında ezilen samimi duygular, Elden giden benlik ve gözyaşları. Bütün bunlar kimin umurundaydı sanki,benden başka? Aynaya baktım; saçlarımda aklar vardı. Ve her geçen gün biraz daha artmaktaydı. KENDİME ŞUNU SORDUM... Ağaçlar mı çaresiz di, yoksa ben mi? Rüzgârlar mı acımasızdı, yoksa o vefasız yar mı? K İ M ? Faruk DEVELİ-ÇANAKKALE 27.01.2003 |