Hep Ağlayacağım...
Alabildiğine körfezin soğuk bir günüydü
Akçay karlarla bürünmüş adeta gelin gibi Manzara alışagelmişten çok güzeldi Kordon boyunca sımsıkı giyinmiş dolaşıyorken. Telefonuma bir mesaj sesi ile irkildim Bilmiyorum korktum inanılmaz daha da titredim Canım sevgilim balım’’Her şey bitti ben gidiyorum’’ Panikledim oradan oraya koşmaya başladım. Soluksuz kalmış sesimi yitirip gidiyorum Sokaktaki insanlar tek tük evlerine gidiyordu Sanki kaçıyordum sokak lambasının ışığını gördüm Kırmızı bir haleyle çevrili solgun ışıklar. Bir toprak parçasıyla sisin ışıkları yalnızca küçücük Kara toprak parçasıyla sisin kıvılcımları aydınlanıyor Soluk soluğa bir halde fenere yaslandım kollarımı Fenerin ıslak karlarla kaplı bronz gövdesine. Bir arkadaşıma sarılırcasına doladım Avucuma biraz kar aldım soğukluğu sanki sakinleştirdi Etrafımda çaresizce birilerini aradım kimseler yoktu Sanki Akçay bomboştu sisin içinde kaybolmuştum. Oradan oraya geçtiğim yerlerden geçiyordum Yoldan geçen birine çarptım nefes alışı hissettim Karşısında korkmuş bir çift yabancı gözdü gördüğüm O an kalbim korkudan duracak gibi olmuştu. İterek tekrar koşmaya başladım bağırıyordum Balım balım, sevgilim, canım aşkım neredesin Bir daha görmeyeceğimi sanarak durdum çaresizce Mırıldanıyordum eve dönmeliyim balımı görmeliyim. Eğer ölmem gerekiyorsa hemen ölmeliyim şimdi Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyor kaderimle mücadeledeydim Beni yüz üstü bıraktığını sanarak limana doğru yürüdüm Soğuktan tir tir titriyordum deniz kudurmuş gibiydi. Dalgalar insan boyu sahilleri, limanı dövüyordu Kendimi buradan atsam ölümü düşündüm bir an Denizin kâbusu, kentin nefesi gelen baygın koku Birden bire hafifledi sis çözüldü uzaklaştı çekildi. Uzun uzun dalgalara Akçay’a baka kalmıştım Biraz önce ölmek istiyordum dona kaldım Beklide bu mesaj yalandan, şaka yazılmıştı Gördüğüm her şey, hissettiğim hatta mutsuzluğu. Yalnızlığı bile bu karanlık azgın dalgalar Fenerin rüzgârda titreyen bu küçük alevcikleri Çaresizliğime kadar her şey beni hayata itiyordu Durmuş elimi alnımda gezdirdim yüksek sesimle. Hayır, ayrılsan da gerçekse beni alt edemeyeceksin Cesaretim var benim ben balımı çok sevdim Kendimi zorlayarak hırçın dalgalara baktım Rüzgârı o buz gibi havayı derin derin içime çektim. Ellerimi semaya açtım ‘’Yardım et bana ALLAHIM’’ Ağlamamak için dişlerimi sıkarak evime döndüm Doğruydu gülüm, balım evimizde yoktu gitmişti Ben o gün, bugün, yarın Cennetimde de hep ağlayacağım... Sami Arlan.. |