YÜREĞİ SEVGİ DOLU AYŞE KIZIM
YÜREĞİ SEVGİ DOLU AYŞE KIZIM
Beş yaşlarında bir kız çocuğu, Bir gün haberleri izlerken televizyonda, Afrika’daki aç ve cılız çocukları görür, Onların hâllerine çok üzülür, Odasına geçip ağlar, ne yapacağını düşünür. Mutfaktan ekmek alıp, doğrar ve kırıntıları, Televizyonun üzerindeki ızgaralardan atar, Ne zaman evde kimse olmasa tekrarlar, Yüreği sevgi dolu bu kız çocuğu, Yaptığı bu işle mutlu ve huzurludur. Bir gün televizyon bozulur, Eve tamirci çağırılır, Televizyonu açıp bakınca usta, Der bunun içi ekmek kırıntısı ile dolu, Anne, baba hayretle bakar. Tamircinin yanında, evin neşesi Ayşe’ye, Bağırır çağırırlar, çok kızarlar, Sonra annesi der niye böyle yaptı acaba? Ayşe ile konuşur, Ayşe’yi dinleyince annesi, Pişman olur, bağırıp çağırdığına. Ayşe’ye sarılıp ağlar annesi, Bağışla bizi kızım der, Dinlemeden, sormadan kızdık sana, Yüreği merhamet, şefkat dolu kızım, Sana vakıfları anlatayım. Kızım, senin gibi düşünen, Yürekleri sevgi dolu, iyi insanlar, Bir araya gelerek, vakıflar kurdular, Kimi yolda kalmışa, kimsesize, Kimi açlara, yoksullara el uzattı. Tok, açın hâlini bilmeli, İnsan insanı hep sevmeli, Bugün sana, yarın bana demeli, Okumak isteyene yardım etmeli, Vakıfların görevini böyle bilmeli. Ayşe kızım karar verdi, Ben de vakıflar için çalışacağım, dedi, Annesi sana da bu yakışır kızım, dedi, Daha ilköğretimde okurken, Bir vakıfta görev aldı. Her zaman insanlara hizmet etti, Pek çok çocuğu okuttu, Öksüze, yetime anne oldu, Evsizlere ev, işsizlere iş buldu, Çalıştığı vakfa müdür oldu. Çoğu zaman yardımları, Kendi maaşından karşılardı, Yüreği sevgi dolu Ayşe, mutluydu, Yaptıklarını yeterli göremiyordu, Kız çocuklarının okumasını istiyordu. Biliyordu ki, kız çocukları merhametliydi, Hepsinin yüreği sevgi doluydu, şefkatliydi, İşte bunun için okumalıydı kız çocukları, İsterse çalışmasınlar ama yine de, Okumuş, bilgili birer anne olsunlar. “Haydi, kızlar okula!” Bu kampanyayı duyunca, Çok sevindi Ayşe, gözleri doldu, ağladı, Vakıf olarak bu işe gönül vermişti ya, Bütün yurda yetmiyordu vakfın gücü. Üç beş hayırseverin yardımları vardı, Onunla en iyi hizmeti yapmaya çalışıyordu, Bazen yardıma muhtaç birini gördüğünde, Vakıf parasından harcamaya kıyamıyordu, Kendi maaşından karşılıyordu. Bir gün Ayşe’nin vakfındaki muhasebe müdürü, O gün ödenmesi gereken borçları için, Beş gün sonra maaşından vermek üzere, Vakıftan borç almak istediğini söyledi, Ayşe çok üzüldü, muhasebe müdürü iyi insandı. Beş gün yaşayacağının senedi mi var? Vakıf malından borç almak hangi kitapta yazar? Yirmi beş günlük ücretini al ve görevi bırak, Borç alsan, bir gün sonra ecel gelse, ne olacak? Vakıf malında, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Ahmet YÜCEL (11.04.2006) |