yaz aşkı (hüzün hamalı)tesadüfün köşe başında kalem oynatırken yaz aşkı cinayetine teğet geçmiş kaldırım taşları esamesi sızmış zabıt varakasına efkarımın kayıt düşmüş ilk paragrafına hicranlarımın.. parmak izime sürülen dünün sevdalarıyla sokak lambasının loş ışığına çatık çilingir sofrası kınama cezası veriyor hüzün hamalı tasvirlerime.. kadim bir cazibenin müstehzi dili memnu meyveler akabinde zihnimde gezdiriyorum kırmızı çiçekli zifaf adreslerini çekiyorum düş arabamı modern algının köhnemiş garajından mutluluğun resminden çocuk gülüşü düşüyor nostalji gamzelerine hercümerç zamanının kanatlarına kuş diliyle akıyor kum saati bıçkınların hafif kekremsi şarap tadında ebet müddet muhabbeti uyaklar kafa dengine sarınmış pazara kadar mesaide teşrik çıtır argomun ’eyvallah’ kültürüne bilâ numara uzanıyor esrik soyunuyor sokak ağızında sır sevdanın karmanyolası patlıyor ergenliğin mütemmim cüzünde puşt zulası eli veda temmuzun epriyen şöhretinde sarsılıyor yaz aşkı bitimsiz katrelerle tarıyor tarumar olmuş zülfünü kavruk kentler mutlanmış yer/altı sularıyla yıkıyor yüz/ünü umudun şavkıyla gün erken ağırıyor kırmızı perdelerde hercai sürgünü eylem otlarından ayıklanıyor dünya bahçesi... |