Sarıkamış’tan Er Mektubu
“Hocam F.Kırzıoğlu’nun anısına”
Bu son mektubum sana Bu son, canım ana. Birazdan öleceğim Bir çınar gibi Kaskatı düşeceğim Kara toprağa değil ama Yemişi bembeyaz kar olan Büyük bir tarlaya. Evet şu an, ana Bir çınar gibiyim Cılız ateş etrafında Onlarca neferden bir orman İçlerinde kesime hazır -Öğle ulu, mulu da değil- Sıska, çelimsiz bir çınar. Donuyorum ana Aşağıdan yukarıya Ayaktan, ta başa. Birazdan hissiz kalacak Kalem tutan elim Ve nihayet bulacak Okuyacağın mektup Nihayet bulacak Yirmi yıllık hayat. En çok, neyi özledim? Biliyor musun ana? Tabi senden, bacımdan sonra. Memleketi, Kırkağacı, Kavunun tadını. Ha bir de Sacdaki gözlemenin Mis gibi kokusunu. Güneş baba, güneş baba! Gönder ışığını dünyaya Erit n’olur karı Isıt biraz parmağımı n’olur. Nerdesin düşman? Çık karşıma. At bana kurşun, At bana gülle. Bitsin artık Bu beter sessizlik. Düşman , şu an Ne ermeni, ne de rus. Ne de diğerleri. En büyük düşman Fanilamın içindeki bit, Gözlerimi kamaştıran kar, Parmaklarımı donduran ayaz. İşte bunlar En büyük düşman. Al canımı artık Azrail Nefesinle üfle bana Önce ayaklarıma Sonra ellerime En sonra da yüzüme. Senden küçük bir ricam, Biraz sıcak olsun, -Hiç olmazsa ılık- Yüzüme üfüreceğin o uzun, büyük nefes. |
selamiyigit tarafından 1/25/2012 6:48:54 PM zamanında düzenlenmiştir.