SANA GİTME DİYEMEM
hazan vurmuş ömrümün,
toprağa tutunmuş son çiçeği.. sana gitme diyemem.. ancak bu kadar dayanabildin bu amansız fırtınaya, ne çınarlar,ne yediverenler,ne bağlar bahçeler, hiçbirisi kalmadı. peki ya sen, hangi kayanın dibinde saklıydın, nasıl korudun kendini? herşeyi talan eden bu rüzgar,seni nasıl bulmadı.. sana gitme diyemem çünkü gidilmeyecek gelmeler değildi seninkisi ve yokluğunda avutulabilirdi,bir türkü bir şiirle geceler kolay geçer, sarıp efkarımı bir sigara kağıdına dumanını Erciyes’e savururum bir bardak çaya fazla geliyorsa bu kadar acı, olsun bir daha doldururum.. belki benimde yüreğime düşer birgün cemre, ama sen beni boşver inanma benim baharıma, sen hangi bahara sakladınsa gülüşünü, geçsede aradan asırlar, hazırım ben sen gel de. sana gitme diyemem. daha kal diyecek kadar anlamadım seni ve neden gitme diyeceğimi, sanki hiçbirşey bilmiyorum senin hakkında ruhumun mercen kayalıkları dibinde saklanmış, masum bir kır çiçeği olman dışında. henüz varlığının bile adını koyamazken, yokluğuna hasret diyemem. sadece bir şiir suskunluğu düşer yüreğime, içimdense çok şey geçer,utanır sıkılır söyleyemem.. perdelerinde sazımın bir umudu gezdirirken, çokta umursamam hangi notalara vurduğunu mızrabımın, lakin nerde hissedersem seni hatırlatan bir nağme tesellisi olur sanırım bu nedensiz ızdırabımın. sana gitme diyemem. bilirim daha zordur hesapsız kalmaların bedeli. ve bir kalp çarpıntısıda olamaz açıklaması, ne yaşanılmış nede yaşanılacak hiçbir şeyin. istersen çılgın de bana istersen deli, ben böyleyim zaten sen beni bildin bileli. sen sarı bir çiçektin ben Yunus değildim, konuşan sendin ben sadece eğildim. aslında hiçbir unutulmuş, unutulmayan kadar acı vermez insana, ama sen beni unutma unutma... |
çok güzeldi tebrik ederim ,
zevkle okudum,
etkileyici bir anlatımınız var,
saygılar