Ölüm ve Yaşam
bir rüzgar esti derinlerden eskiden kalan
..................acıları çıkardı topraktan yüzeye gömüldükleri yerden yine koyu siyah renkler karıştı uçuk girilere ..............................deşti bir hancer gibi yüreğimi derinden istemeden bir sözle hatıralar sarsıldı içimde depremler gibi ......................cığ gibi büyüdü acılarım boğazımda çığlık oldu sessizlik kervanı içinde duyulan tek nefes benimkisi gibi ................sadece bilebildiğim bugün ölümün tadı idi tenimde yaşanan hançerleri saplamak isterler yüreğime her köşede yine o zebaniler ..................ölümün acısı nedir ki bir kereden sonra kalan geriye o anda geciyor zaman susuyor dipsiz çıngırakları o zehirli yılanların .....ama bitmiyor ki karanlıkları çaresizliğin her köşede ve acıtıyor dilimi tadı ölümün sıradan birgün başlar ama her akşam olmadan bilinmez saati ölümün ..................hatırlatır bazen bir zebani hıçkırığı sana o son anı acımadan bilemezler ki sanki vakti gelince alınmayacak mı bu can .........................uzatmamak lazım belkide bu mısraları şu an ancak şu son söz de soylenmeden geçılmemeli ...ne zaman gelecekse gelse de o son an .................asla ve asla pes etmemeli yasamın kırıntılarından.......... |