içinde büyümeyen şeybir daha hiç bulamadığın o gülüş belki seni hep çocuk tutan ak saçlarına aldırmayan o tahta kılıçlı cengaverlik akıllı ve düzenli hayatında artık yeri olmayan o serserilik yorgun ruhunda saklanan pembe yanaklı tazelik içinde büyümeyen şey o olmalı adam kalınmıyor bir top yuvarlanırken ayaklar oluyor birden kalbin dili o çocuğun neşesi oluyor açan ciddiyetin kilidini bütün somurtkan adamları güldürür kendi okul hikayesi " ah bir daha gelse geri ! " takvim yapraklarına binip giden o panayırlar o bayram yeri bakkalları kapatılan o mabel sakızlar o susamlı akide şekeri bu güzel ömür ki ; tadına son basamağında varılan o rüya dili o ruhunda saklanan içinde büyümeyen şey o olmalı sıfırdan dokuza rakkamları siliyorum önce bu dünyadan akabinde saatleri çıkarıyorum zamandan bir daha hiç bulamadığın o gülüşün üstündeki sis kalkıyor şehrin üstüne üstüne bir orman akıyor beraberinde cambazlar, hokkabazlar beraberinde yedi cüceler, deniz kızları, uçurtmalar beraberinde o bayram yeri, o panayırlar o rüya dili o ruhunda saklanan içinde büyümeyen şey bu olmalı |
ne kadar güzel bir anlatım böyle, kutlarım
çocukluğunu özlemekte insan ne kadar haklı
mabel sakızı dediniz de, şimdilerde piyasada pek yok onlardan
ay çöreği almaya gittiğimiz bir pastanede rastlamıştım geçenlerde
altın bulmuş gibi heyecanla avuçlamıştım hemen..
ve panayırlar, ahh uçurtmalar... çok çok güzeldi
hatırlattıklarınız için teşekkürler sayın şair..
saygıyla..