Duruldum
Bin parçaya bölündüm yine
Her birinde bir başka şeytan debelenir Koparıp atmak isterim kök salmış elleri Çıkar düşüncemden Ne varsa kirli Temiz bir nehir akıyor ötemde Yıkanmak için vakit var değil mi? Yalnızlık ayağıma dolanıyor Düştüğüm yer öyle derin ki Düşüncelere tutunup çıkmak istiyorum Tersine bir kuyu Tırmadıkça en derine batan ben Çıkış nerde Karanlık kuyu dibinde mi Işık diye gördüğüm ateş tünelleri. Yorgun düşüncelere sarılıyorum Sus içimde depreşen şehvet. Neydi bulduğum Onca güzel söz dururken Bataklık güllerine sürünmek Kendini bilmeden Bildirmeden yürümek. Sabahın ışıkları Her bir hüzmesi vurdu karanlığımı Acıyla düştüler birbir Cesetleri bir siyah nokta Belli belirsiz Hafızamdan silinip gitti. Nasıl unutuş kendini Yine döndüm fıtratıma, Toplayıp kırık dökük ne varsa Yürüdüm hak ile en yükseğe Yılgınlıklarım döküldü ardımda Öyle ki: Beni bağlayan İçimi kaplayan karanlık Vahyin nuruyla aydınlaşmış. Nasıl bir sevgi Ne yere Ne göğe sığar; Sadece kalbimin içinde O büyük sevgiye yer var. (Temmuz 2011 İstabul) |