Ölüm...
Toprak bedenin mayası geldiğinde
Hayaller kirli beyaz’a döndüğünde Kurşuni hasretler yüreğe saplanıp Derin karanlığın maviye erdiğinde Dilekçenin elden verildiği Ak sızılı vuslat sabahı Ne ağlaması işitilir.. Ne de niyazı Tan yeri ağırırken yaftanın ibrazı Kırlangıç çığlıkları ile infazı Verir de bir gün Aşk’a olan talak’ı Ölüm... Ahh.. Belki de gerçek aşk sensin Ve bir gün.. Kim bilir bir gün, beni de aşık edersin.. |