Suratsız Unutkanlar Sokağı
Suratsız unutkanlar sokağında,
yıllardır yanmayan, direkli lambanın dibindeyim. Çömelmişim buz gibi. Ayaz bir tek ruhuma çaresiz. Direğin dibinde sevgili beklemek ister gibi çömelmişim. Yıldızlar bile birer birer esniyor. Gökyüzü desen kepenklerini kapatmak üzere. Bir sevgili bekler gibi titriyorum. Burnum palyaço burnu. Zangır zangır bekliyorum. Burnumun ta dibinde yaşlı bir dilenci. Burnumun öbür dibinde çığırtkan mısırcı. Burnum palyaço burnu. Sevgili bekler gibi çömelmişim bekleyişlerime. Karşımda bir kitapçı : ’Gelmeyecek Kitabevi’ Onun yanında bir butik : ’Gelmeyecek Triko’ Onun da yanında bir sinema : ’Gelmeyecek II" Bekliyorum suratsız ölümler sokağında. Kabus nasıl da dingin, biliyormuş gibi gelmeyeceğini. Ben hala, ’gibi" yapıyorum sevgiliye. Bekler gibi uysalım. O unutkan lambanın dibinde, Umutlarımın üstüne çömelmişim meğer. O ayaz da elini omzuma atmış, eski bir dost gibi benimle. Kaybediyorum suratını beklerken, Bekler gibiyken ölüveriyor biriktirdiğim sevinçler. Bekler gibi ben. Ha gelmedi, ha gelmeyecek, suratsız unutkanlar sokağında... Oktay Coşar |