HENGAME
Can havliyle yaptığım bu son davetim olsun,
Kapım açık, ya sen gel; Ya da ecel buyursun... Varlığın baharlara, acın zemheriye eş Ne mevsimler soldurdu sensiz doğan her güneş. Gözyaşını içine akıtmak bir hüner miş... Benim ağlama hakkım, doğarken sona ermiş. Bir zamanlar, dağlar da gezip dolanırlarmış; Ben gibi beklemekten isimleri ’’dağ’’ kalmış. En güzel yamaçlarım şimdi sesine muhtaç Ya vadi ol sinemde, ya bağrımda tünel aç. Dönüşün kul hakkım sa, borçlu kalmak istemem! Bedeli canım olsun... Makbuz almak istemem... Ömür trafiğinde ne ölü, ne diriyim. Hayâti ehliyeti alı-konmuş biriyim. Adımı ’’dul’’ koyacak menzile koşuyorum Doğarken evlendiğim hayatı boşuyorum! Çok denedim, olmuyor. Aklımdan çıkmazımsın. Bir sigaram, bir de sen... Olmaz sa olmazımsın. Hasretini Üç öğün soframda hazır buldum Gözlerin katık oldu, Elhamdülillâh doydum. Bu koma dan kurtulmam sensiz zor görünüyor Mendilim, kan-kırmızı rengiyle övünüyor... Öyle bir hengâme ki, tahrip gücü sınırsız... Bana kalsa beklerim; Azrail çok sabırsız... Kullandığım ecza lar, zamandan bi-haber miş. Son kullanma tarihi geçen yaz sona ermiş. Yaptığın cinayete intihar süsü verdim, Bin defa doğup ölsem, yine seni severdim. Çek pimini vuslatın... Şarapnel istiyorum! Sana diyet olacak, ne canlar besliyorum... Can havliyle yaptığım bu son davetim olsun, Kapım açık, ya sen gel; Ya da ecel buyursun... Ali ERDİNÇ |
Makman tarafından 9/1/2007 12:31:48 PM zamanında düzenlenmiştir.