KENDİ MASALINDA BİR PERİhiç bir yokluk senin kadar var olmadı bu şehrin kalabalık sokaklarında... ey kendi masalını yazan peri şimdi gözlerine sakladığın baharı mevsimsiz bir acının koynuna bırakma ne vakit bir şiire başlasam senli bir köşede düştü elimden kalem ve hangi türküyü söylesem burası adıyaman.... hep yarım kaldı ya söyleyemedim… ya tükendi söz… sonra özlemek düştü payıma teninde haziran dolaşırken titredi ellerim tükendi nefesim şimdi isyan... sonra kanadı bir cam kesiği gibi damla damla akarken sensiz yanımdan nefesin merhem dokunsan yangın ... kapandı kapıları şiirin avaz avaz sustum gidiyorum.. kendi içimdeki şehirlerden sana uzak diyarlara göçüyorum kal demiyorsun… git demiyorsun… varsın yitirsin mavisini gökyüzü hangi fırtına çıkarsa çıksın hangi şehir yanarsa yansın ve hangi dağ devrilirse devrilsin bana özlemin yeter… bir nefes … uzat ellerini kayboluyorum ben yine sana geliyorum içimdeki dehlizlerden çıkıp bir bozkır akşamı ekin tarlaları sararmış yol kayıp yön kayıp ellerinden tutsam diyorum sonra bir yol türküsüdür dilimde gecenin karanlığında kayboluyorum… seni bırakıp grinin şehrinde geride bırakıyorum ne varsa… ebemkuşağından kalma… ben yine sensizim sen bir pencerede yıldızları kaybetmişsin ağlıyorsun gözyaşını silemiyorum sen gel demiyorsun… gelmiyorsun… temmuz da tükendi.. sen hala yoksun… ey kendi masalını yazan peri vaktidir yağmurların sen bir gel de yeter… ŞAHBEYİT FATİH ŞAHİN IŞIK |