Ne vakit hicranı ansam, ruhum sızlar!
Sinemi yakan narın firakındanım
Henüz anlamaya vakıf olamadığım bir sevdanın didarında yanığım Davetlerin, ruhuma tevdi edilen emanetlerin, unutulmaya yüz tutan ahitlerin Şehrine malik olamadığım yaratılış hilkatinin, aidiyetimde ki üzen belirsizliklerin Hangi saiklerin tutsağıyım İçinden çıkmaya kadir olamadığım hücrenin ahıyla umuda bakmaktayım Yıllara sâri akan gözyaşlarımı niçin saklamaktayım ve niye içime akıtmaktayım Nasıl bir gailenin etrafında tavaf yapmaktayım, derd-i gamımla an be an bezirgânım Susmak halime kar etmiyor Sinemden çıkmak isteyen melal, nasıl bir kalin refakatine nazar ediyor Niçin an zihnimde farklılaşıyor, kalbi umutlarım için sabrı kanaatin aşkını diliyor Sineme iltica eden halleri kim biliyor her lahzası ruhumda firkatin inşirahını bekliyor Ey kalbimin sahibi efendim Rubunun hasretiyle bitap olduğu malikim, sen bilirsin, sen Rabbimsin Kalbime inşirahı nasip eyle, ruhumun insicamında anlamlaşan idraki mi ar eyle Edebin senasında ki tevazuu zihnime ilhak eyle, azmimi ve irademi aşkına ram eyle Sen yarattın, hesabı hatırlattın Talim ve terbiyem için rahmetin şadından nebilerini her an müjdeci kıldın Kitab-ı celilini bizzat sen emin kıldın, insanlığın serencamından hikâye anlattın İbret almamızı, akıl sahibi olduğumuzu her bir vesileyle an be an ruhumda yaşattın Niye bu kadar duyarsızım Ne müthiş bir sancıyım, kalbi ve ruhi telakkilere ne kadar uzağım ve açım Evet, yarattın ve vesileleri yakın kıldın, merakın şubesi olan ilmi her vakit hatırlattın İtminan olmayı, sinsilikten kaçınmayı ve ihlâs üzere yaşamayı halin didarına anlattın Mustafa Cilasun |