Hakkıyla vakıf olsam, hiç ağlamasam!Belki de gülüp geçiyorsun Gönlümün meskûn mahallinde ki firkati hiç önemsemiyorsun Şehre dilmeye amade olan sessiz melalimi dinlemek istemiyorsun, sitem ediyorsun Gönle haz bahşeden, umudu sürura dönüştüren, hicrana refakat ettireni bilmiyorsun Bilme ki ne söyleyeyim Yüreğimin figanını ummanın müsamahasına sığınıp dökeyim Bir ömür sukut edeyim, hıçkırıklarımı kuytu köşelerde dile getirip inleyeyim Hasretin feryadını, umudun şiarını sabırla derleyeyim ve nasibime kanaat edeyim Ne sabahın kuşatan ahı Ne gecenin halimi tarumar eden ilgası, ruhumu sızlatan firakı Nazarlarım hazana yöneliyor, burukluk sineme acı veriyor, fark ettiren sancı Boynum bükük, hicran bir ömür refakat etti halime sessiz çığlığım dinmeyen acı Kalbi ihsana erişmeliyim Arifin taliminden geçmeyi ve eşiğinde nefeslenmeyi bilmeliyim Ne kadar gün yüzüne hasret umudum varsa, hikmet-i sebebini sual etmeliyim Bahtım hangi vaktin lahzasında vuzuha erişecek, ümitle niyaz edip, beklemeliyim Elbet bir gün dinecek ahım Ruhuma sancı veren derin sızım, kalbi inşiraha niye açım Bilmeden ve halin rahlesinde aşkın esiniyle derunileşmeden asla kaçamam Bekleyen vaktin, tevdi edilen ehliyetin hesabını görmez ve bilmezden vazgeçemem Mustafa CİLASUN |