Yağmur Yürekli ÇocuklarGök pusarırdı önce süt maviliğini yitirerek Yel çökerdi kuytusuna Durur esmez, çekerdi kendini dinlenceye Yağmurcuk kuşları delice uçarlardı Ondan bilirlerdi çocuklar Sığınacak yer ararlardı kendilerine Ve kara bir bulut çöküverirdi köyün üzerine Birden kararırdı hava Sonra ılık bir yağmur yağardı ki Bakırdan boşalırcasına Nisan yağmuruydu o, yağardı yağabildiğine Yamaçlardaki patikalardan, tozlu yollardan selcikler akardı. Selcikler; taşlar, çakıllar, kumlar arasındaki tozları kucaklayıp kaçarak çukurdaki dereyle buluşur, sarı koca sele katarlarlardı kendilerini. Sarı sel de akıp giderdi aşağılara, orada büyük derelerle kucaklaşıp birlikte giderlerdi engin denizlere… Nisan yağmuru ya dinerdi çabucak. Hava açılır, gök yeniden mavileşirdi. Güneş çıkardı yeniden, ışıklar yollardı yeryüzüne. O zaman; dalları, yaprakları yıkanmış ağaçlar, yeşil yeşil çimenler, rengarenk çiçekler mutluluktan ne biçim gülerlerdi… Kaçamayıp ıslanmışsa kediler; pamuk patilerini yüzlerine sürüp yalayarak, dost köpeklerse titreşip silkelenerek temizlenirlerdi. Karıncalar, tıkanan delikleri açma uğraşı içinde, gurk tavuk sarı civcivlerin peşindeyken kuşlar çıkarlardı tüneklerinden, türküler söyleyerek kanat çırpıp uçarlardı özgür göklerin yükseklerine… Kuşlar, börtü böcek, kelebekler Kuzular, oğlaklar, buzağılar Taylar, sıpalar, malaklar Fideler, çimenler, çiçekler İşte yaşıyoruz diyen her şeyler Ve evciklerinde bekleşen Ayşeler, Zeynepler, Fatmalar Saçak altlarında gülüşen Aygünler, Zeyneller, Furkanlar Kötülük öğrenmemişler ki Onlar yağmur yürekli çocuklar Kızlar naylon terliklerini, oğlanlar kara lastiklerini çıkarıp yalın ayaklarla, etekleri savrulan fistanları; dizleri, kıçları yamalı pantullarıyla el ele tutuşup fırlarlardı dışarıya ve “çıpıl çıpıl derecik, hani bana paracık” diyerek hoplaya zıplaya karışırlardı billur sulu dereciklere… Onlar çocuktular, çoktular Fakirdiler Parayla satılan bir şey yoktu ki köylerinde, parayı bilmezdiler Düşmüşse paralı birinin cebinden beş kuruş, bulurlarsa baba adamlara verecektiler Karşılığında şeker değil sevgi isteyecektiler // Küçülsem küçülsem küçülsem Ah yeniden çocuk olabilsem Şeker lokum istemiyorum Yağmur yürekli kalabilsem// Tevfik Tekmen. Haziran/2011. Lüleburgaz/Kırklareli |