Bedelini ödedik
doğmadan ödedik
anaya süt babaya iskele kardeşe karındaşlık yoldaşa sırdaşlık hocaya bir harf hacıya gülsuyu devlete kelepçe zincir en zayıf halkasına takıldık en çürük dişine doldurulduk sürüleşme hakkı ödedik sürülmeden ve karanlıkta yanışın bedelini ödedik çıralaştık eskimeyen arnavut kaldırımlarında yürüyüş kolları yenildiğinde haziran bakışlı bebelerin gözkapakları korkuyla kapandığında açlığın sınır tanımayan bozgunu boğazı geçtiğinde cumartesi analarının sancıları umudu deldiğinde beklemenin bedelini ödedik bekletilmenin sabrını yaşadık kasıklarımızda dokuz ay dokuz doğurduk dokuz memeli bereket tanrıçası toprağı hallaç pamuğu gibi atanda atık sular körfeze akanda zehir istavriti yakanda ağlar lime lime olanda çaylar zakkumlaşanda yudumlamanın bedelini ödedik kırtlama yandan çarklı tavşan kanı içmenin yerden yardan geçmenin kaçak tütünsarmanın yumruk mezesi seçmenin veremle dansetmenin uçkuru çözmenin abdest bozmanın nataşa süzmenin düzmece yaşamanın bedelini ödedik ulu orta konuşmanın yazmanın çizmenin postal ezmenin parkeyle sızmanın dağa çıkmanın ovada gezmenin ant içmenin azıp tozmanın bol keseden atmanın kanın delisinin aklın velisinin aşkın kamçısının acısıyla inledik hüçre hüçre eridik dara gerildik yandık kavrulduk hedefsiz vurulduk dört köşeye savrulduk serden geçmenin sevdayı seçmenin bedelini ödettiler ödlekler yanıldık yenildik, yitmedik kendimize borçlu gittik geri dönmedik Volkan Kemal 15 Haziran 2000 Bu düttürü, kimseye değil, kendisine borçlu gidenlerlere adanmıştır.. |