BUZSırtlarımız birbirine dönük Arada bir cam sadece, ucu biraz kırık Bütün bir camı kıracak bakışlarımız varken Yumruk bile atamıyoruz- kalplerimiz kırık Dokunamıyoruz bile Bakamıyoruz Sesimiz bile yok artık çığlıklar atmaya İçe akıyor kanımız, damarlar kırık Öleceğim sensizlikten, biliyorum Hâlâ bu kadar güçlü mü “gurur” denilen yalan? Ve kaç kez bu yalanı ortaya çıkaran ben? Neden şimdi bu kadar korkak? Bir bakış uğruna ölümü göze alır mı bir insan? Onun da sana bakacağını bile bile…-aklımız gönülden ırak Yağmursuz bir durakta ıslanıyorum, gelmiyorsun Gittikçe artıyor soğuk- gelmiyorsun- Yüzüm donuyor – aklıma ilerliyor soğuk – gelmiyorsun Kollarım ve bacaklarım sonra Dünyayı yıkacak gücüm yok artık- sen hâlâ yoksun- Yaşam için kısa devir yapıyor kanım Kalbim durmak istemiyor – aklım yok artık Son ana kadar akıl reddetse de Kalp saf bir çocuk gibi inanır babasının onu bırakmadığına Birazdan elinde şeker, gelecektir Sıralamaya başlayacaktır mazeretleri Çocuk hiçbirini duymaz sadece sarılır babasına “bırakmam” demiştir ve bırakmamıştır Ama sen gelmiyorsun Düşüyorum yere Hâlâ sıcak öpüşlerinle gelmeni bekliyorum - gelmiyorsun Soğuk yüzü görmemiş insanlar üşüşüyor etrafıma Kanları kısa devir yapmamış Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar- (bu sıcak havada insan donar mı?)- Ben çoktan çıkmışım bedenden Sensiz bir boyuta geçiyorum artık Her şey yeniden başlayacak Tüm zihnim silinmiş olacak Belki de yeniden karşılaşacağız Belki de… Kaçıncı ayrılışım bu senden? GİZEM KÜÇÜK |