YAŞLI NİNEME
YAŞLI NİNEME
Sabahın ayazı, ekmek kuyruğunda bir nine. Kamburu çıkmış, ayakta bile durması mucize. Yırtık, pırtık bir hırka sırtında, Eski bir terlik, çorapsız ayaklarında. Üşümeyi unutmuş olmalı, çok bekledi. Amacı, daha az para vermeliydi. San ki alacağı kaç ekmekti, Belli ki, parası ancak ona yetmişti. Yıllarını bu ülkeye adamış, yaşlı nine, Küskünmüsün yoksa, kötü kaderine. Bir an kendimi onun yerine koydum, Soğukta beklemeye koyuldum. Ne zaman gelecekti diye bu ekmek. İçimden geldi sonunda isyan etmek. Nerede kaldı! Nerede bu ekmekçi, Besbelli, sıcak yerdeydi ekmekçi. Burada bekleyenler insandı insan. Fakirdiler, ama taşımaktaydılar bir can. Neden her halimize şükreden olduk. Alnımıza mı yazılmıştı, sanki bu yokluk. Birileri zevk’ü sefa içinde sürerken mutluluk. Biz burada olmuştuk, çirkin bir korkuluk. Ah Nine nerede büyüttüğün oğlanlar. Bırakıp gitti değil mi, senden doğanlar. Evlat bile sonunda, anasını unutmuş. Zengin sadece kendi kesesini doldurmuş. Nine ne hallere geldi Milletim, Bak. Kimse aramıyor artık kendine hak. Yalancılar gezmekte yollarda sırıtarak. Doğrular saklanmakta kuyruklarını kıstırarak. Keser hep kendine yontmakta. Düşene tekme atmak, olmuş artık moda. Hani biz hep Müslüman değilmiydik? Yoksa Müslümanlığı Camiye mi hapsettik. Gösterişli yardımları sandık meziyet. Yakındır bu Millet çekecektir eziyet. Ah Nineciğim senin yerinde olmak bana yaramadı. Küçücük aklım şimdiden isyana başladı. Sen gönlünü ferah tut, bil ki Allah’a daha yakınsın, Kimsenin hakkında kalmadan, onunla buluşacaksın. Mehmet Macit 15 12.2008 (Ekmek kuyruğunda bekleyen yaşlı bir ninemin anısına) |